27 Nisan 2012 Cuma

Göze İyi Gelen Bitkiler

Göze İyi Gelen Bitkiler: Maydanoz: Maydanozu yemeklerin içinde, salatalarda yahut yaptığımız yemekleri süslemek için ve daha birçok amaçla kullanırız. Peki bu kadar çok kullandığımız bir sebzenin ne gibi faydaları bulunuyor? Maydanoz, vitamin ve mineraller açısından zengin bir sebzedir. İçerdiği bu besin değerleri sayesinde göz, damar ve tiroit sağlığı konusunda oldukça yararlı bir sebzedir. Maydanoz, vitaminlerden A,C ve K vitaminlerini içeriyor. Mineral olarak ise demir, potasyum, kükürt, kalsiyum, magnezyum ve klorin açısından zengin bir içeriğe sahiptir. Bir tutam maydanoz tüketimi, günlük C vitamini ihtiyacının önemli bir kısmını karşılamakta. Günlük C vitamini ihtiyacınızın önemli bir kısmını karşılamak istiyorsanız, her gün bir tutam maydanoz tüketebilirsiniz. Maydanoz ayrıca bir provitamin A kaynağı olarak dikkat çekmektedir. Bu sayede de görme işlevi, kılcal damar sistemi ve tiroit bezleri üzerinde önemli faydalara sahiptir. Aşağıda, göze iyi gelen diğer şifalı bitkiler ve nasıl kullanıldıklarına ilişkin bilgiler maddeler halinde listelenmiştir: Ceviz yapraklarının kaynatılması ile elde edilen sıvının içine batırılan temiz bir bez parçası göz üzerine konur ise, göz iltihaplanmalarını önler. Deve tabanı bitkisi suda kaynatılarak pansuman yapılırsa, deri ve göz kapağı iltihaplarını önler. Gül yapraklarından yapılan çayla, (göz nezlesi ve kanlanmasında) göz banyosu yapmak çok etkili olmaktadır. Havuç, gözleri kuvvetlendirir. Kavun, göz nezlesine iyi gelir. Kaya koruğunun taze yapraklarının ezilmesi ile elde edilen sıvı, göz ağrılarını dindirir. Maydanoz suyu ile göz banyosu yapılması durumunda, göz kapağı iltihaplarını iyileştirici özelliği vardır. Mine çiçeği suyu ile yıkanan gözlerde iltihap ortadan kalkar. Mürver ağacı kabuklarından yapılan çay, göz iltihaplarına iyi gelir. Peygamber çiçeği, göz hastalıklarına iyi gelir. Rezene, (raziyane) tozu karıştırılan suyla gözler yıkandığında gözler kuvvetlendirir. Üzerlik otu gözleri kuvvetlendirir. göze iyi gelen bitkiler, göze iyi gelen dua, göze iyi gelen bitki, göze iyi gelen sebze ve meyveler, göze iyi gelen meyve ve sebzeler, göze iyi gelen şifalı bitkiler, göze iyi gelen bitkiler, göze iyi gelen bitki, göze iyi gelen dua, göze iyi gelen gıdalar, göze iyi gelen meyveler, göze iyi gelen meyve ve sebzeler, göze iyi gelen sebze ve meyveler, göze iyi gelen sebzeler, göze iyi gelen vitaminler, göze iyi gelen yiyecekler

14 Nisan 2012 Cumartesi

Ada Soğanı - Adasoğanı

Ada Soğanı Hazırlanması
Ada soğanı dilimlenir.


Ada Soğanı Tarihçesi

İbn-i Sina (980-1037) adasoğanını kitaplarında yazmıştır.


Ada Soğanı Botaniği

Adasoğanı Sümerlilerden bu yana bilinen ve kullanılan bir bitkidir.

Ada Soğanı Aksi Tesirleri

Modern tıbbın da yararlandığı bitkiler arasındadır; ancak doz aşımından kaçınmak gerekir.
Ada soğanı toz şeklinde 6 gramın üzeri kusma, bulantı işaretli zehirlenmelere yol açabilir.

Her soğandan bir sap ve her sapın ucundan beyaz ve altı parçalı birkaç çiçek çıkar. Mavi, eflatun ya da pembe çiçekli başka türleri de vardır; ancak bunlar zehirlidir. Yumrular 5-15 cm çapında iricedir.

Ada Soğanı Diğer Adları
Ak soğan, Ayı soğanı, Beyaz Soğan, Loteşir soğanı, Nuteşir soğanı, Ölü soğanı, Şalgaba, Şalkapa (Silifke, Mersin)

Ada Soğanı Familyası
Liliaceae

Ada Soğanı Bileşimi
Şekerler, glikozitler, organik asitler, tanen, müsilaj, saponin, reçine ve steroller bulunur. Glikozitlerden tedavide en etkili olanı sillaren A'dır.
Adasoğanının anayurdu Akdeniz bölgesidir.

Ülkemizin Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişir. Taşlık, kayalık, kumlu ve kurak yerleri sever.

Ada Soğanı Diğer Adları
Adasoğanı - Aksoğan - Ayisogani – Beyaz soğan - Lotesirsogani - Nutesirsoğanı - Ölüsogani - Salgaba
Latince Adı
Scilla maritima
İngilizce adı
Sea onion - Squill root
Diğer Adları
Scillae bulbus - Urginea maritima - Bulbus Scillae albus

Adaçayı

Adaçayı Hazırlanması
Hekim önerisine göre kullanılır.

Kuru yaprakları çiğnenirse ağız kokusunu giderebilir.

Adaçayını toz haline getirip, az miktarda tuzla karıştırılıp, dişler haftada 1 kez ovulursa, dişleri beyazlatabilir.

Yaprakları banyo suyuna koyulup kas ağrılarına ve ayak yorgunluğuna masaj yapılabilir.

Adaçayı Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.

Adaçayı Diğer İsimleri
Salviae officinalis-selbeiblatt

Adaçayı Bileşimi
Acı madde, tanen, tuyon, sineol ile borneoldan oluşan uçucu yağ bulunur. Uçucu yağda tuyon sineol borneol pinen maddeleri mevcuttur.

Adaçayı Aksi Tesirleri
Emzikli kadınlarda sütü azaltır, kabızlık yapar. Karaciğer iltihabı olanlarda ve yüksek tansiyonlulara günde 1 bardaktan fazlası yasaktır.

Taze yapraklar ezilip lapa yapılarak yaranın üzerine sarıldığında iyileşme hızlanır.
Taze yapraklı adaçayı ya da toz haline getirilmişi, dişlere sürülürse sağlamlık ve beyazlık sağlayabilir.

Anason - Anason Tohumu

Anason Çayı Hazırlanması
Hekim önerisine göre kullanılır.

Anason Faydaları

Bazı tatlı ve tuzlu hamur işlerinin üzerine ekilerek kullanılır.
Koku vermek ve çeşniyi arttırmak amacıyla yiyecek ve içeceklere ilave edilir.
Hamur işlerine pişmeden önce serpilir. İçeceklerin hazırlanması sırasında kullanılır.

Güvelere karşı, naftalin yerine kullanılır.

Ünlü İslam hekimi İbn-i Sina'ya (980-1037) göreyse anason, meni çoğaltıcıdır.

Anasonun gerek meyve, gerek esans olarak sağaltıcı etkilerini modern tıp da kabul eder.

Çocuklar süt­ten kesilirken yemeklere alışamaz, yemeklere karşı tiksintileri görülebilir.

Emziklilerde süt miktarı artırır. Genç kızlarda göğüsle­rin gelişmesini, orta yaşlılarda ise göğüslerin dolgunluğunu temin edebilir. Hamilelik devresindeki kusmaları azaltabilir.


Mutfakta: Pasta ve şekerlere konur. 1 bardak kaynar suya 1 kahve kaşığı (1 litreye 10 gr.) karıştırılır. 10 dakika bek­letip süzülür, günde 2-3 bardak içilir,
NOT: Yetişkinlerde ve çocuklarda uzun süre kullanmaman,
bütün vücuda uyuşukluk ve tertbelük verir. Bedenen ve ruhen hasta eder. Bilhassa hanımlar halime iken ana­son almamalı, içerde çocuğa etkisi zararlı olur, ayrıca çocuk düşebilir. Ay haline yakın yine kadınlar ana­son içmemeli, fazla kan kaybettirir, halsiz düşürür.



Anason Aksi Tesirleri
Fazla miktarda kullanıldığında uyuşukluk ve uyku verir. Başka aksi tesiri yoktur.

Anason Diğer Adları
Mesirotu (Karamanlı-Burdur), Enison, Enisen, Ezeltere (Sivas), Ezentere (Eğirdir-lsparta), Ezertere (Pınarbaşı-Kayseri), Ezanteri (Gümüşhane), Geyzi, Nanahan, Raziyane-i Rum. (Latince Anisum, Yunanca Anison'âan; bu da "fırlatmak, fışkırtmak" gibi anlamları olan Anethum ya da Anethon'dan geliyormuş. Bitkinin gaz giderici özelliğine bir gönderme gibi görünüyor.

Anason Familyası
Maydanozgiller familyasındandır.
30-80 cm boylarında; yuvarlak kesitli, dallara ayrılan yapıda, yeşil gövdesi; dişli kenarlı, yuvarlak yaprakları; yaz sonunda sap uçlarında salkımlar halinde açan beyaz çiçekleri olan bir yıllık, otsu bir bitkidir.

Anason Yetiştiği Yerler
Anayurdu Doğu Akdeniz ya da Batı Asya'dır. Dünyadaki en büyük üreticilerinden biri Türkiye olmakla birlikte ispanyol anasonlarının daha kaliteli olduğu belirtilmekte.
Bugün dünyada Yakındoğu'da, Kuzey Afrika'da, Pakistan'da, Çin'de, Avrupa'da, Rusya'nın güneyinde, Şili, Meksika ve ABD'de; ülkemizde de başta Ege ve Akdeniz bölgeleri olmak üzere pek çok yerde; Antalya, Aydın, Burdur, izmir, Manisa, Balıkesir, Muğla illerinde, en çok da Burdur'da yetiştirilir.

Anason Tarihçesi
İÖ 1500'lü yıllardan başlayarak eski Mısırlılar, Romalılar, anasonu yiyecek ve içeceklerine çeşni katmak üzere eklemişler, onu bizzat ilaç olarak kullanmışlardır. Mısır'da İÖ 1500'lerden kalma Ebers papirüsünde anasona ilişkin bilgiler vardır. Pythagoras da (İÖ 580-500) anason tohumlarının kokusundan söz eder.

Yine Dioskorides (I. yy), Calinos (II. yy) bitkinin sağlığa yararlarına dikkat çekerler. Charlemagne 812 yılında tarımının yapılmasını emreder. 1305 yılında ingiltere'de vergiye tabi tutulur.

İslam hekimlerinden Cabir (9. yy), Eşref bin Muhammet (1 5. yy), Salih bin Nasrullah (öl. 1669) ve Ömer Şifai (17. yy) anasonu çeşitli rahatsızlıklara karşı ecza olarak önerirler.

Ünlü İslam hekimi Razi (854-932) "Bağırsak gazlarına karşı naneyle anasonu kaynatıp içiniz" der.

Şair İlhan Berk'se, anason için, "Bir sevda otudur" dedikten sonra, şunları ekler:

"İnsancıl, iyi yürekli bir ottur. Bu da halkımızın çoğunluğunca bilinir. Halkın anasona olan sevgisi de belki bundan geliyor. Öte yandan, anasonun yararları biter tükenir değildir: Tütsüsü baş ağrısını, bulantıyı giderir. Sancıya iyi gelir. Sonra da, rahmin kapalı damarlarını açar. Daha ne isterler? Ya eskiden beri tohumundan rakı yapıldığını da biliyor muydunuz? Hem bilenler bilir, onsuz rakı, rakı değildir."

Anasonun tohumlan baharat olarak kullanılır, bitkinin üretimi bunun için yapılır.

2 mm eninde 6 mm uzunluğunda armut biçimli, tüylü, gri-yeşil renkli bu tohumlar temmuz-ağustos aylarında olgunlaşınca toplanıp gölgede kurutulur. Güçlü, özel bir kokusu, baharatlı, tatlı, farklı bir lezzeti vardır.

Çöreklere tat ve koku vermesi için konur, bazı içeceklerin yapımına girer, ilaç olarak kullanılır.

Anason, Türkiye'nin ünlü alkollü içeceği rakının yapımına girdiği ve ona o ünlü kokusunu verdiği gibi, Yunanistan'da "Ouzo", Fransa'da "Pastis", Latin Amerika'da "Aguardiente" gibi alkollü içeceklerin yapımına da girer.

Anason tohumları tane olarak ya da öğütülerek ekmek, çörek, bisküvi, pasta, krema, şekerleme yapımlarında, sebze haşlamalarında yer alır. Peynire, turşuya, bir karışım baharatı olan körinin oluşuma katılır.

Tohumlar yine, odalara güzel koku ve görüntü sunması için hazırlanan potpuri tabaklarına konur.

Salkımlar halinde küçük yıldızlara benzeyen şemsiyemsi beyaz çiçekleri salataları süsler.
Maydanoz yapraklarını çağrıştıran dişli kenarlı yuvarlakça yaprakları meyve salatalarına konur.

Anason Bileşimi
Sabit ve uçucu yağ, anethol, estragol, terpenler, nişasta, müsilaj.

Andız Kökü

Andız Kökü Hazırlanması
Hekim önerisine göre kullanılır.

Andız Kökü Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.

Andız Kökü Diğer İsimleri
İndus Kökü, Anduz Kökü, Indız Kökü.

Andız Kökü Bileşimi
Nulin (%45), saponin ve uçucu yağ (alantolakton ve türevlerini taşır).

Andız Kökü Familyası
Servigiller familyasındandır.
Toroslarda ardıç, göknar ve sedir ile birlikte orman oluşturur.
Sert ve dayanıklı odununun yakılmasıyla, şurup kıvamında, siyah renkli keskin kokulu bir sıvı elde edilir ki halk buna "katran" adını vermiştir.
Bu katran mikrop öldürücü olup solunum ve idrar yolları hastalıklarında tek başına ya da çörek otuyla karıştırılarak hap olarak alınır. Bizde yoktur.
Deri hastalığı olan hayvanlara sürülür.
Yılan sokmalarına karşı kullanılır.

Andız Pekmezi
Taze andız kozalaklarının kaynatılmasıyla da andız pekmezi elde edilir ki, güçlendirici ve cinsel gücü artırıcı (afrodizyak) etkisi vardır.
Ayrıca kozalakların tozu, balla karıştırılarak yendiğinde kurt düşürücü etki gösterir.

Ardıç Tohumu

Ardıç Tohumu Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.

Ardıç Tohumu Hazırlanışı
Hekim önerisine göre kullanılır.
Böbrek iltihabı olanlar, hiç kullanmamalıdır.


Ardıç Tohumu Diğer İsimleri; Ardıç kozalağı, Cücek, Bicari
Ardıç Tohumu Bileşimi; Şekerler (glikoz, sakkaroz), organik asitler, reçineli bileşikler, acı madde ve uçucu yağ(%0.5-2)


Ardıç Tohumu Özellikleri

Ardıç Tohumu Tarihçesi

Eski Mısır'da sindirim kolaylaştırıcı ve bağırsak parazitlerine karşı kullanılmıştır.
Eski Yunan'da da Hippokrates (İO 460-377) tarafından vebaya karşı, Yaşlı Plinius (23-79) ve Galienus (131-201) tarafından da karaciğeri temizlemek ve öfkeli mizacı gidermek için önerilmiştir.

Ardıç ağacı simyacılarca felsefe taşı yapımında da kullanılmıştır.
Dayanıklı yapısından dolayı Romalılarda Jüpiter'e (Zeus) adanmıştır. Ayrıca, cadılardan korunma amacıyla evlerin önlerine ardıç dikilmiş ya da kapılara ardıç dalları asılmıştır.
Yılanları kovmak için ardıç yakılmıştır.
Servigiller familyasındandır. Adi ardıç da denir.
Keltçe "buruk, sert lezzetli" gibi anlamları olan juniprus sözcüğünden gelir. (Communis ise, "ortak, müşterek, yaygın" gibi anlamlar taşır.)
Servigillerin diğer bütün üyelerinde olduğu gibi bu da kışın yapraklarını dökmez.

Hoş kokulu yaprakları, körpeyken iğne; bü­yüyünce tığ gibi görünür.
Çiçeklenme dönemleri şubat-nisan aylarıdır, sarımsı-yeşilimsi çiçekleri fazla dikkat çekmez. Yuvarlak meyvelerinin (kozalak) en büyükleri 1 cm'lik bir çapa ulaşır.
Anayurdu Akdeniz havzasıdır. Bugün Antartika'dan Kuzey Amerika'ya kadar bütün dünyaya yayılmıştır.

Ardıç güneşi severse de toprak seçmez; kurak yerlerde bile kökleriyle derine inerek suya ulaşır.
Türkiye'de Trakya, Ege ve Akdeniz'de bol miktarda bulunur. 1100 - 2.600 metrelerde Uludağ, Kazdağı, Murat Dağı, Erciyes dağı, Nemrut dağı gibi dağlarda yaygındır.

Ege ve Akdeniz'de 5-6 metre boy yapabilenleri varsa da, Marmara bölgesinde, örneğin Uludağ'ın yüksek kesimlerinde 30-40 cm boyunda, sık dallı bir çalı görünümünde olanları da vardır.

Ormanlarımızın yüzde 8-9'u, yani 1.100.492 hektarlık alan ardıçlarla kaplıdır. Ancak yüzlerce yıl önce Anadolu'nun iç ve doğu bölgeleri de ardıç ormanlarıyla kaplıyken, bugün buralar ne yazık ki yarı çöl konumundadır. Yeni ardıç ağaçlarının yetişmesi için ardıçkuşunun ardıç kozalaklarını yiyip bunun tohumlarını dışkıyla dışarı atması gerekmektedir.

Meyveler birinci yılın sonbaharında yeşilimsi, ikinci yılın eylül-kasım aylarında, siyahımsı mor renge dönüşür. Bu renge ulaştıklarında toplanıp gölgede kurutulur.

Arpa Tohumu - Hordeum Vulgare - Gramineae

Bileşimi; Arpa tanesi yüzde %55-65 arasında nişasta taşır. % 10'u azot, geri kalanı da şeker ve çeşitli enzimlerden oluşur.

Arpa Tohumu Kullanışı
Dâhilen infusyon halinde (%2) yumuşatıcı olarak kullanılır.

Arpa çorbası kemikleri güçlendirmede ve düşük tansiyonu yükseltmede yararlı olur.

Arpa ekmeğine gelince İslam Peygamberinin şifa olarak önerdiği yiyecekler arasındadır:"Bir ara hasta olan Hz. Ali'ye 'Sakın hurma yeme, nekahet devresindesin' demiş ve pancar ile arpa ekmeği yemesini tavsiye etmiştir."


Arpa modern tıbbın da yararlandığı bir yiyecektir.
Arpanın, benzeri buğdaydan ayrılan yanı, ondan biraz daha kısa boylu olması ve erken yetişmesidir; bir de yaprakları buğdaydan daha açık yeşildir, başak kulakçıkları daha uzundur.

Arpa tarih öncesi çağlardan bu yana insan soyunun hizmetinde olan bir bitkidir.
İlk arpa üretiminin Güneydoğu Asya'yla Etiyopya'nın yüksek kesimlerinde yapıldığı sanılmaktadır. İÖ 5 bin yıllarından bu yana Mısır'da arpa ekildiğine inanılır.


Günümüz Türkiye'sinde arpa üretimi buğdaydan sonra ikinci sıradadır.

Tahıl üretiminde birinci sırayı ancak İç Anadolu Bölgesinde alır. En çok arpa yetiştirilen illerimiz Konya, Ankara, Şanlıurfa, Afyon-karahisar, Eskişehir ve Diyarbakır'dır.
Üretilen arpanın yarısı hayvan yemi olarak kullanılmakta, geri kalanı başta ekmek yapımı olmak üzere insanların çeşitli hizmetlerinde değerlen­dirilmektedir.

Hayvan yemi ve ekmek yapımından sonra üçüncü önemli tüketim alanı aslında bira sanayiidir.

Aslan Pençesi

Bitkinin Latince adındaki "Alchemilla" sözcüğü, Simyadan, Simyacılardan, Arapçadaki "sihirli küçük şey"sözünden gelmektedir.

Bileşimi; Tanen, glikozitler, asit, acı madde ve madeni tuzlar bulunur. Ve eterik yağ içerir.

Gülgiller familyasındandır.
Diğer adları Arsian ayağı, Fındıkotu (Trabzon)' Sahten, Şehduran. Fransa'daki adlarıysa Aslan ayağı, Tavşan ayağı, Notre-Dame'ın mantosu, Kadın mantosu, Hizmetçi kız, Şebnemli.
Bu son ad 'şebnemli' boşuna değil; Avrupa'dasimyacılar uzun yıllar madenleri altına dönüştürme hayalleri için bu bitkinin yapraklarının ince kenarların dakidişlerin üzerine biriken çiy damlalarından, şebnemlerden medet ummuşlardır.
Ama bunlar da aslında çiy damlasından çok, bitkinin terlemesinden oluşan taneciklerdir.


Aslanpençesi, 15-60 cm boylarında, tüylü, hafif yassı, yeşil, dallara ayrılan gövdeli, köksaplı (rizom) ve parçalı yapraklı, çok yıllık, otsu bir bitkidir. Doğa ve bitki dostu Maurice Messegue, "Hiçbir şey, herkesin tanıdığı aslanpençesinin parmaklı yaprakları kadar güzel olamaz..." demektedir.

Bitkinin şifalı etkisinden yararlanmak için yaprakları ve çiçekli sapları toplanıp gölgede, havadar bir yerde kurutulur.

Bitki yaz aylarında gevşek salkımlar halinde küçük yeşilimsi sarı çiçekler açar. Bunların taçyaprağı yoktur. Bitkinin yaprakları ince ince doğranarak salatalara konabilir. Ülkemizde nemli çayırlarda, orman kenarlarında, otlaklarda görülür. Ancak kültür yoluyla yetiştirilmesi de mümkündür. Zengin ve güneşli ya da hafif gölgeli topraklarda üretimi yapılır. İlkbahar ya da sonbaharda tohumları ekilir, çıkan fideler 60 cm aralıklarla şaşırtılır.
Yaz sonunda çiçekli ve yapraklı dalları toplanıp kurutulur.

Atkuyruğu - Kırkkilit Otu - Kırk Kilit Otu - At Kuyruğu

At Kuyruğu Kaynatılması
Hekim önerisine göre kullanılır.

At Kuyruğu Demlenmesi
Hekim önerisine göre kullanılır.

At Kuyruğu Kullanılması
Kaynatılıp temizlenen suyu cilde masaj yapılabilir.
At kuyruğu gargara da yapılabilir.

At Kuyruğu Diğer Kullanım Şekilleri
Kaynatılıp temizlenen suyu banyo suyuna ilave edilebilir.

At Kuyruğu Mutfaktaki Kullanımı
Yemeklerden sonra içilmesi tavsiye edilir.

At Kuyruğu Kürleri
1/2 su bardağı suya 2 yemek kaşığı tepeleme kırkkilitotu (atkuyruğu bitkisi) koyarak yaklaşık 5 dakika kaynatın ılıtın ve elinizle uyuşmanın olduğu bölgeye masaj yaparak sürünüz.
12-15 gün yapın bırakın 6 ay sonra tekrar başlayabilirsiniz.

At Kuyruğu Saklanma Koşulları
Işık görmeyen loş bir yerde saklanır.

At Kuyruğu Aksi Tesirleri
Dikkat, zehir etkisi kurutulmakla geçmediği için insanlarda da görülür, bu yüzden doza dikkat etmeli ve aşılmamalıdır.

At Kuyruğu Son Kullanma Tarihi
At kuyruğu; o sene ürünü olması lazım. O sene içinde kullanılır.

At Kuyruğu Özellikleri
Hekim önerisine göre kullanılır.

At Kuyruğu Tarihçesi
Eski dönemlerden kalma mezarlarda bitkinin yumru kökleriyle dolu kaplar bulunmuştur.

At Kuyruğu Toplanması
Doğal olarak, yapay gübre kullanılan tarlalardan toplanılmaması gerekir. Dalları en ince olan atkuyruğu cinsi genellikle ormanlarda ve orman kıyılarında yetişir. Bu cins de şifalıdır. Bataklık, karasuluk yerlerde ve dağlık meralarda (Equisetum hiemale) ise yalnızca dıştan, banyo katkısı (oturma banyosu) olarak kullanılmalıdır! Genç sürgünleri yiyen hayvanlarda, kan işemesi ile belirlenen zehirlenmeler görülür.

Özellikle sığır ve atlar bu bitkiye karşı duyarlıdır. Kurutma ile zehirlilik etkisi azalmaz. İnsanlarda da aynı şekilde zehirlenme belirtileri görülmektedir. Bu nedenle dikkatle kullanılması ve belirtilen miktarların üzerinde kullanılmaması gereken bir drogdur.

At Kuyruğu Kurutulması
At-kuyruğu, tarlalarda, dere kıyılarında ve eğimli arazilerde yetişir. Balçıklı toprakta yetişenleri en şifalı olanlarıdır. Yetiştiği yere göre %60-70 silisik asit içerir ve bu oran onun şifalı etkinliğini arttırır. Serin yerde, yaylalarda kurutulur.

Çayı yapılacak bitkil-erin, tarlalardan, orman kıyılarından ve dere Çay için toplanacak bitkiler (Equisetum arvense), 25-60 cm yükseklikte ve sapı 3-6 mm civarında olan türlerdir. Mayıs-Haziran döneminde, henüz canlı yeşil rengini korurken, sapın toprağa yakın bölümünden kesilir ve demetler halinde gölge ve havadar bir yere asılarak kurumaya bırakılır.

At Kuyruğu Diğer İsimleri
Equiseti, Katır kuyruğu, Tilki kuyruğu, Kırk boğum, Kırk boğumotu, Kırk kilitotu, Zambak otu, Çam otu (Bozdağ-Ödemiş), Çığçığ, Ekliot (Muğla), Zemberek otu.

At Kuyruğu Özellikleri
Böbrek destekçisi için tıp alanında kullanılır.

At Kuyruğu İçindeki Bileşimi
Saponin, tanen, bilisilik asit ve palustrin, nikotin gibi alkaloitler, A ve C vitamini, silisyum bulunur.

At Kuyruğu Yöresi
Karadeniz'de dere kenarlarında çokça yetişir.

Avokado Yaprağı - Avokado Kurusu

Avokado Özellikleri
Hekim önerisine göre kullanılır.

Avokado Meyvesi
Meyve olarak yendiği gibi, yaprakları kaynatılarak gıda takviyesi olarak da kullanılabilir.

Avokado Faydaları
Yaprak ve meyveler potasyum içerir.

Avokado Ve Kozmetik
Yağı cilt bakım kremlerinde yer alır.

Avokado Nedir
İçerdiği zengin E vitaminiyle yaşlanmayı geciktiren gıda takviyelerinde kullanılır.

Avokado Meyvesi
Meyveden günde birkaç dilim yenmesi şekeri dengeleyebilir.
Damar hastalıklarına iyi gelebilir.
İçerdiği bda-sitosterol sayesinde bağırsak kanserine karşı etkilidir.
Avokadoyu ham iken tüketmek de yararlıdır; bu kıvamdaki meyveler serttir ve yeşildir.

Avokado Ve Mutfak
Avokadoyu meyve olarak tatlandırarak ya da tam tersi tuzlayarak yemek mümkündür. Ezmesi tereyağı niyetine ekmeğe sürülerek yenir. Püresiyse gelişimi hızlandırmak için bebeklere yedirilebilir.

Avokado Kullanımı
Hekim önerisine göre kullanılır.

Avokado Mutfak Kullanışı
Avokadonun reçeli ve tatlısı da yapılır.
İşte bir tarif: 1 Avokado, 1 muz, 2-3 yemek kaşığı ananas suyu, 1/4 bardak suyun karışımıyla hazırlanmış meyve salatası sosunu küçük küpler halinde doğradığınız meyvelerin üzerine dökün, en meyve yemeyenlerin bile bu lezzete bayıldığını görürsünüz.

Avokado Diğer Adları
Timsah armudu, Tereyağı armudu, Amerika armudu.

Avokado Bileşimi
Meyvelerinde A, D, E vitaminleri ve sabit bir yağ, avokado yağında ise oleik ve linoleik asit gibi doymamış yağlar vardır.
Yapraklarında ise; Tanen ve uçucu yağ bulunur. Uçucu yağda ise; pinenler, cineol ve kâfur MÂ, B1, B2, B3, B6, C, E vitaminleri mevcuttur.

Avokado Özellikleri
8-10 m boyunda, hep yeşil ve küçük yeşil çiçekli bir ağaçtır.
Meyveleri şekil olarak armudu andırır.
Kabuğu yeşil, içi yeşilimsi beyazdır.
Kokulu ve tereyağı kıvamında etlidir.

Avokado Yetiştiği Yerler
Anayurdu Meksika, Orta ve Güney Amerika'dır. Sıcak iklim meyvesidir. 1980'lerde ülkemizin güneyinde, Adana, Antalya ve Alanya'da bahçelerde yetiştirilmeye başlanmıştır.

Avokado Kürleri
Kür’ü uygulamadan önce dikkat edilmesi gereken hususlar
1- On iki yaş altı çocukların herhangi bir kürü hekimlerine danışmadan uygulamaları kesinlikle uygun değildir.
2- Aksi belirtilmedikçe aynı anda birden fazla kür uygulanmamalıdır. Herhangi bir kürün uygulama süresi tamamlanmadan da başka bir bitki çayı ( yeşil çay, papatya, ıhlamur, adaçayı .. ) içilmemelidir.
3- Tüm kürlerin çelik veya emaye kaplarda hazırlanması gerekmektedir.
4- Kullanacağınız bitkinin raf ömrünün bir yılı geçmemiş olmasına dikkat ediniz.

Ayrıkotu - Ayrık Otu - Ayrık Kökü - Agropyron repens

Ayrık Otu Özellikleri
Ayrık Otu (Ayrık kökü) (Agropyrum repens): 30 cm'den 1 metreye kadar uzayabilen, yabani, otsu bir bitkidir.
Vatanı Avrupa ve Asya olan bitki sonra-dan Amerika ve Avustralya’nın keşfi ile buralarda da yayılmıştır.

Ayrık Otu Familyası
Buğday-giller familyasındandır.

Ayrık Otu Diğer İsimleri
Demirotu

Ayrık Otu Botanik Bilgileri
Boy-u 30-120cm boyunda dikine yükselen, bulunduğu yerden sürgünler salarak kısa sürede çevresine yayılan çok yılık bir bitkidir. Yaprakları şerit şeklinde, uç kısmı sivrice 10-30cm uzunluğunda, 2-4cm eninde, kenarları bütün üst kısmı koyu yeşil veya mavimsi yeşil, alt kısmı koyu yeşil ve mat bir renktedir.

Ayrık Otu Yetiştiriciliği
Anayurdu bilinmeyen, dünyanın bütün soğuk ve ılıman iklimli bölgelerinde, ayrıca tropikal ve astropikal iklim bölgelerinin yüksek kesimlerinde yetişen 125 kadar türün ortak adı ayrıkotudur. Ülkemizde de 20 kadar ayrıkotu türü yetişmektedir. Bu türlerden bazıları tarıma çok zararlı iken, kimi türleri de hayvan yemi ya da çim bitkisi olarak özellikle yetiştirilmektedir.

Ayrıkotu türlerinden konumuzla en çok ilgili olan Tarla ayrığı (A.repens) da tarıma zararlıdır. Çünkü, kendi haline bırakılırsa kısa zamanda tarlaları kaplar. Kısaca ayrıkotu diyeceğimiz bu bitki 30 -150 cm. boylanabilen, rizom köklü (kök gövdeli), çok-yıllık dayanıklı otsu bitkidir.

Tarlalardan başka, yol kenarları ve bahçelerde de çok görülür. Yeşil gövdesi silindirik biçimli ve boğumlu, yapraklan yeşil ve düzdür. Mayıs-temmuz ayları arasında küçük başaklar halinde açan çiçekleri yeşil renkli ve pek gösterişsizdir. Bitki, bu çiçeklerinden oluşan tohumlarının dökülmesiyle, özellikle rizomlarının sürgün vermesiyle ya da toprağa değen yerde, gövdelerinin yeniden kök atmasıyla çoğalır.

Ayrık Otu İçindeki Bileşenleri
Ayrık otu çerisinde potasyum, demir gibi mineraller, A ve B vitaminleri ile saponinler, şeker, triticin, glikovalin, müsilaj gibi maddeler ve uçucu yağ bulunur.
Tarla ayrığı rizomları polisakkarit bir madde olan tritisin ile uçucu yağ, yapışkan bitki sıvısı, potasyum, salisilik asit, saponin ve mikrop kırıcı bazı maddeleri içerir.

Ayrık Otu Nasıl Kullanılır?
Hekim önerisine göre kullanılır.
Ayrık otunun, asıl kullanılan yeri Ayrık kökü denilen kök kısımlarıdır.

Ayrık Otu Faydaları
Ayrık otunun Kazık kökü çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır ve saçak kökleri pek kullanılmaz.
Ayrık Otu Toplanması
Ayrık Otu; ilkbahar mevsiminde ya da sonbaharın başlarında toprağı kazılarak sökülür. Yıkanarak iyice temizlenir. Gölgede ya da güneşte kurutulur.

Ayrık Otu Hasatı
Hasat zamanı: Tarla, bağ, bahçe, mera, çimenlik ve yol kenarlarından toplanan Ayrık kökleri yıkandıktan sonra kurutulur, şayet suni olarak kurutulmak isteniyorsa kurutma işlemi sırasında ısının 45˚’yi geçmemesi gerekir.

Ayrık Otu Tentürü
Homeo-pati’de: Ayrık otu-nun sadece kazık köklerinden (saçak kökleri kullanılmaz) taze iken ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80 ml %70’lik Alkol ilave edilerek güneş ışınlarından uzakta muhafaza edilir. Şişe iki günde bir çalkalanır ve 4-6 hafta sonra süzülerek Homeopati’de ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 15-20 damla 4-6 hafta süreyle alınır.

Ayrık Otu Aksi Tesirleri
Ayrık otunun bilinen aksi tesiri yoktur.
Mekke ayrığı - İdris Otu çeşitleri de aynı özelliği taşır.
Domuz ayrığı türü ise zararlıdır.

Ayrık Otu Tazesi
Siğil ve sivilce için kozmetik amacı ile kullanılır.

Ayrık Otu Tarihçesi
Latincede Repens kelimesi sürünen, Yunanca da Agrios yabani ve Pyros buğday anlamına gelen kelime-lerden türetilmiştir. Eskiden romatizma, nikris, karaciğer hastalık-larına karşı ve ayrıca kanı temizleyici olarak kullanılmıştır.

Ayva Yaprağı Kurusu - Pirus Cydania

Ayva Yaprağı Bileşimi
Pektin, tanen, Glikoz, sakaroz, elma asidi ve C vitamini taşır.

Ayva Yaprağı Latincesi
Folium Cydoniac

Ayva Yaprağı Kullanışı
Hekim önerisine göre kullanılır.

Ayva Yaprağı Faydaları

Ayva Kabukları ise, cilt bakımı için kullanılabilir.
Ünlü düşünür Solon, evlenen kızların zifaf gecelerinde ayva yemelerini hükmetmiştir.
Plinius, ayvanın insanı nardan koruduğunu öne sürmüştür.

Ayva Yaprağı Özellikleri
Kumaş boyası yapımında da kullanılmaktadır.

Ayva Yaprağı Tarihçesi
Halk arasında inanışa göre; ayva yiyen hamile kadın; çocuğunun güzel olmasına vesile olur.
Eski Yunanda düğünlerde gelin ile damat, evlilik seremonisinde ahenk ve mutluluk olması için ayva yerlerdi.
Bu adet ortaçağ dönemine kadar gelmiştir.

Ayva Yaprağı Aksi Tesirleri
Yüksek tansiyonluya ve müzmin kabız hastasına önerilmez.

Ballıbaba - Ballı Baba Otu - Sarıballıbaba - Sarı Balı Baba - Lamium Album

Ballı Baba Bileşimi
Bileşimi; Tanen, musilaj, şekerler, uçucuyağ, saponin flavonon gligozitleri, histamin, tiramin ve metilamin içerir.

Ballı Baba Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.

Ballı Baba Familyası
Ballıbabagiller familyasındandır. (Bu familyanın diğer kimi üyeleri kekik, lavanta, nane, adaçayı, oğulotu.)

Ballı Baba Diğer Adları
Tatlı baba, Ballık otu, Beyaz ısırganotu. Beyaz Ballıbaba {Lamium albüm), Sarı Ballıbaba (Lamium galeobdolon), Kırmızı Ballıbaba (Lamium purpureum), Benekli Ballıbaba (Lamium maculatum).

Ballı Baba Botanik Bilgi
20-100 cm boylarında, dört köşe saplı, bir ya da çok yıllık, otsu bir bitkidir. Dişli kenarlı, saplı yaprakları, değirmi biçimlidir.

Ballı Baba Yetiştiriciliği
Ege, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde nemli yerlerde, gölgeliklerde 2 bin 200 m yüksekliğe kadar yetişir.

Ballı Baba Özellikleri
Ballıbabalar genellikle ısırganlarla yan yanadır ve onlara çok benzerler. Çiçekleri tatlı olduğu için bu adı almışlardır.

Ballı Baba Yetiştiriciliği
Ballıbabalar verimli toprak-larda yetişir ve soğuğa oldukça dayanıklıdır. Çiçek renginde düşük ışık şiddeti ve ekim dönemi belirleyici rol oynar. Örneğin eflatun ve beyaz renkli çiçekler ilkbahar-da dikilmeli ve ışık isteği yüksek tutulmalıdır. Sarı çiçekli türler sonbaharda tercihen gölgeli yerlere dikilmelidir. Üretimi tohumla veya erken baharda bölümlere ayırarak yapılır.

Ballı Baba Kurutulması
Ballıbabanın çiçekleri ve taze yaprakları yaz başlarında toplanıp kurutulur.

Ballı Baba Türleri
* Beyaz ballıbaba (Lamium album)
* Lamium aleppicum
* Büyük ballıbaba (Lamium amplexicaule)
* Lamium ambiguum
* Lamium armenum
* Lamium barbatum
* Lamium cariense
* Bahçe balıbabası (Lamium confertum)
* Lamium cymbalariifolium
* Lamium demirizii
* Lamium ehrenbergii
* Lamium eriocephalum
* Lamium galactophyllum
* Lamium garganicum
* Lamium gundelsheimeri
* Kesik yapraklı ballıbaba (Lamium x hybridum)
* Lamium leucolophum
* Lamium lycium
* Lamium macrodon
* Lekeli ballıbaba (Lamium maculatum)
* Lamium microphyllum
* Kuzey ballıbabası (Lamium moluccellifolium)
* Lamium moschatum
* Lamium orvala
* Lamium pisidicum
* Lamium ponticum
* Eflatun çiçekli ballıbaba (Lamium purpureum)
* Lamium sandrasicum
* Lamium sempervirens
* Lamium sulfureum
* Lamium tenuiflorum
* Lamium tomentosum
* Lamium truncatum
* Lamium tschorochense
* Lamium veronicifolium
* Lamium violaceo-velutinum
* Lamium vreemanii

Sarı ballıbaba tür-ünün sınıflandırmadaki yeri tartışmalıdır. Bazı botanikçiler bu cinse (Lamium) dahil ederken bazılarıda Lamiastrum galeobdolon olarak adlandırır.

Ballı Baba Çayı Hazırlanması
Hekim önerisine göre kullanılır.

Ballı Baba Otu Morfolojik Özellikleri
Gövde yaprak-ları dairesel veya böbreksi yumurtamsı-mızrak biçimde olup yaprak kenarı kaba dişli veya testere dişilidir.

Halka yapısında 4-14 çiçek görülür. Çiçek yaprakları benzerdir. Brahteler ince uzun erken dökülür. Kaliks tüpsü-çan ya da çan biçiminde 5-10 damarlı dış yanı tüylüdür. Boyun hafif eğik veya düzgün, beş dişli biz biçimindedir. Korolla eflatun-kırmızı ya da kırmızımsı, sarımsı, kirli beyaz, iki dudaklı, dış yüzeyi tüylüdür.

Dört erkek organı (stamen) tüylü olup öndeki ikisi uzuncadır. Başçık iki gözlüdür ve birbirinden ayrılmıştır. Yumurtalık loplu ucu kesiklidir, tüysüz veya tümsekcik-li, baz-ende kenarı zarsıdır. Boyuncuk hemen hemen eşit iki yarıklıdır.

Bamya

Bamya Bileşimi
Protein, karbonhidrat, yağ; sodyum, potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum gibi mineraller; A, B1, B2, C vitaminleri bulunur.

Bamya Familyası
Ebegümecigiller familyasındandır.

Bamya Faydaları
Bamya yemekleri yumuşatıcı özelliğinden sebep tercih edilmesi yaygındır.

Bamya Çeşitleri
Anayurdu Hindistan'dır. Ülkemizde de yetiştirilir. Amasya yöresinin kuru bamyası, Balıkesir bamyasının da konservesi pek lezzetlidir.
Ülkemizdeki diğer bamya çeşitleri de Sultani bamya ile Akköy ve Kabaklı bamyalarıdır.

Bamya Özellikleri
Saçma büyüklüğündeki yuvarlak tohumları kavrulup kahve yerine içilebilir.

Bamya Yetiştiriciliği
Bamya Körpe meyveleri taze ya da kuru sebze ve konserve olarak yenen bamyanın (Hibiscus esculentus) anayurdu Afrika'dır. Ama bu bitki bütün ılıman ve tropik iklimli bölgelerde yaygın olarak yetiştirilir. Ebegümeci-gillerden bir yıllık otsu bir bitki olan bamyanın bazı çalımsı çeşitleri 2,5 metreye kadar boylanabilirse de, sebze olarak tarımı yapılan çeşitleri genellikle 50-60 cm yüksekliğindedir.

Bamya ve Kozmetik
Bamya, kaynatılıp lapası dünyanın iyi yumuşatıcı kremlerine rakiptir.

Bamya Yetiştiriciliği
Bamya-nın yaprakları çınar yaprağı gibi dilimli ve tüylü, kirli sarı renkteki çiçeklerinin ortası kırmızıdır. Beş köşeli ve sivri uçlu bir kapsül (kılıf) biçimindeki sarımsı yeşil renkli meyvelerin koyu kıvamlı, yapışkan bir salgısı vardır, içinde çok sayıda küçük, yuvarlak tohum bulunan bu tüylü meyveler henüz sertleşmeden toplandığı için, sebze olarak yenen körpe bamyalar ancak 3-5 cm uzunlu-ğundadır.

Oysa, tohumlar olgunlaşıncaya ka-dar dalında bırakıldığında meyvelerin uzunluğu 30 santimetreyi bulur ve kuruduğu zaman kendiliğinden çatlayıp yarılarak içindeki tohumları çevreye saçar. Ama Türkiye'de de yetişen bazı bodur çeşitlerin meyvesi hiçbir zaman bu kadar büyümez. Körpe bamyalar düzenli olarak toplanırsa, don olayları baş-layıncaya kadar bitki meyve vermeyi sür-dürür.

Türkiye Ve Bamya Yetiştiriciliği
Türkiye'nin hemen her yerinde, özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetiştirilen bamyanın ülkemizde yenen tek bölümü meyveleridir.
Balıkesir bamyası ve sultani bamya denen irice çeşitleri taze, olgunlaşmadan toplanan küçük Amasya bamyası ise kuru sebze olarak yenir.
Oysa birçok ülkede yaprakların-dan ve tohumlarından salata yapılır, meyvelerinin salgısı çorbalara kıvam vermek için kullanılır.
Tropik ülkelerde gövde liflerinden kumaş ve sicim üretilir.

Bamya Çayı Hazırlanması
Kaynamış bir bardak suya, 4-5 tane bamya 15 dakika demlemeye bırakılır. Günde 2 bardak içilmesi tavsiye edilir.

Biberiye

Biberiye Diğer İsimleri
Kuş Dili, Beyazpüren, Rosmarin, Folium rosmarini rosemary leaf-romarin.


Biberiyeli Banyo
Banyo olarak kan dolaşımını arttırıcı ve zindelik vericidir.1 litre suya 60 gram biberiye konup kaynatılır. Ateşten aldıktan sonra 30 dakika demlenir. Bu su banyo küvetin de banyo küvetinde ki suya karıştırılır, için de bir saat oturulması tavsiye edilir.
Ancak uykusuzluk yaptığı için bu banyo; gece yapılmamalıdır.

Biberiye İle Saç Bakımı
Yağlı saçların yağını alır (Bunun için saçları biberiyenin yapacağınız su ile şampuan gibi yıkanılır) Deri yaraların da ve burkulmalarda haricen lapası deriye sürülmek şekliyle kullanılır.


Biberiye Çayı Hazırlanışı
Hekim önerisine göre kullanılır.


Biberiye Ve Mutfak
Her tür yemek ve salatalara baharat olarak kullanılması yaygındır.


Biberiye Tarihçesi
Beyaz püren ve Pürem (Adana). Fransa'daki adları ise; Buhurdanlık, Lacivert gül, Taçlı çiçek.
{Rosmarinus "Meryem'in gülü" müdür, "Denizin gülü" mü, yoksa "Denizin çiyi" ya da "Deniz çığı" mı tartışmalı.

Efsaneye göre Meryem Mısır'a doğru uçarken mavi giysisinden biberiyenin üzerine düşen parça, ya da pelerinin tamamı, önceden beyaz çiçekler açan bitkinin o dönemden sonra mavi çiçekler açmasına yol açmış ve bu nedenle bitkiye "Meryem'in gülü" adı verilmiştir. Officinalis ise "tıbbi", "eczacılıkta kullanılan" demektir.)

Tarihin çok eski çağlarından bu yana bilinen ve kullanılan bir bitkidir. Mısır'daki firavun mezarlarından biberiye parçaları çıkmıştır. Eski Yunanlılarda ve Roma'da da bilinen ve değer verilen bir bitkidir. Aşk tanrıçası Afrodit'e adanmıştır. Daha sonraları Avrupa'da gelinlerin düğünlerinde taşıdıkları çiçek buketinin içinde bağlılık simgesi olarak yer almıştır.


Biberiye Özellikleri
Biberiyenin taze sürgünleri ve bunlardan kurutulanları, yıl boyunca mutfakta kullanılır. Sakızsı, hafif acılı, son derece güçlü, kâfuru ya da okaliptüsü çağrıştıran bir kokusu vardır.

Salatalara ve salçalara çeşni katar; et, tavuk, balık yemeklerinin ağır kokularını hafifletir, sindirimlerini kolaylaştırır. Sirkeyle karışımından hoş bir salata sosu yapılır.

Kuzu, koyun, dana etiyle çok iyi uyuşur, domates sosunun lezzetini artırır. Sarımsaklı, zeytinyağlı, kekikli Akdeniz yemeklerinin vazgeçilmez klasik otlarından biridir. Vermutun yapımına girer.


Biberiyede Bileşimi
Tanen, acı madde, yağ, reçineler, glikozitler ve organik asitler bulunur. Yağın içinde de cineol, comphen, bomeol vb 200 dolayında madde vardır.


Biberiye Kurutulması
Taze sürgünler yaz boyunca toplanıp gölgelik, havadar bir yerde kurutulur.


Biberiye Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.


Biberiye Aksi Tesirleri
Biberiye bulantı yaparsa kullanılmamalı, hamileye önerilmez.

Böğürtlen

Böğürtlen Diğer İsimleri
Diken çileği, Karamama, Karadiken, Kedi dutu, Diken dutu, Yabani üzüm, Kür, Gürüzüm (Bozdağ-Ödemiş), Kür üzümü (Kurttutan köyü-Salihli), Avat (Maçka-Trabzon), Fisko, Mor menik


Böğürtlen Bileşimi
Şekerler, tane ve organik asitler içerir. C vitamini zenginliğindedir. Protein, karbonhidrat, yağ ve potasyum, sodyum, fosfor, kalsiyum, demir gibi mineraller; B1, B2, B3 ve C vitaminleri bulunur.


Böğürtlen Çayı
El losyonu olarak da kullanılır.


Böğürtlen Anayurdu
Son yıllarda Bursa'nın Uludağ eteğindeki köylerde kültüre alınmış bitkilerden devşirilen iri taneli, ama doğalına göre daha ekşi olan meyveler kent pazarlarında, ileri yaz ya da sonbahar aylarında satılmaya başlandı.


Böğürtlen Reçeli
Böğürtlen taze olarak yendiği gibi reçel, marmelât, konserve, tatlı ve meyveli içki yapımlarında da kullanılır.


Böğürtlen Hasadı
Hasat zamanı meyve sapındaki bu renk değişimine bakarak belirlenebilmektedir.
Meyve olgunlaşma tarihi bölgelere göre değişmekle birlikte Haziran sonu-Temmuz başında hasat başlamakta ve Eylül ayına kadar devam etmektedir.

Buğday

Buğday Bileşimi
B vitamini ve karbonhidratlar vardır. Bunlar, tanelerin kepeğindedir.

Buğday Özellikleri
Buğday unu ne kadar çok kepekli, yani esmer olursa, o derece faydalı olur.

Buğday Faydaları
Lifli gıdalar sağlıklı bir beslenmenin temelidir. Buğdayın dış kabuklarından elde edilen kepek de, genellikle mısır gevreği türü yiyeceklerle tüketilir.

Buğday Ve Mutfak
Kepekli buğday unundan yapılan kurabiye vb. bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar ve kabızlığı önler.

Buğday Ekmeği
Buğday tanesinin özü olağanüstü besleyicidir. Vücudun özümsediği kalsiyum, demir ve çinko burada depolanır. Besin değeri, potansiyel olarak yulaf ve mısırdan daha yüksek olan buğday, bağırsak ve rektum kanserini önleyici faktörler içerir. Ama yulaf ve mısıra kıyasla sindirimi biraz daha zordur.
Çimlendirilmiş buğday tanesi yendiğinde veya suyu içildiğinde zihin yorgunluğu ve sinir bozukluklarını giderir ve teskin eder.

Buğday Familyası
Birçenekligillerdendir.

Buğday Hasadı
Ekilişi ile biçilişi arasında 3 ay geçen saplarının içleri boş, çiçekleri başak şeklinde olan bir bitkidir.

Buğday Çeşitleri
Birçok çeşitleri vardır. Yemişlerine buğday denir.

Burçak - Müdürmük.

Burçak Diğer İsimleri
Müdürmük.


Burçak Bileşimi
A ve C vitaminleri açısında zengindir.

Burçak Latince Adı
Latince Adı: Lathyrus Sativus.


Burçak Lapası
Haricen kullanılır.Hekim önerisine göre kullanılır.

Burçak Aksi tesirleri
Hamilelere yasaktır.

Burçak Faydaları
Unundan yapılan helva zayıf vücutlara kuvvet verebilir.
Cinsel gücü arttırabilir.

Burçak Özellikleri
Burçak Tohumu kurutulup toz haline getirilikten sonra çeşitli ilaç yapımında, burçak bitkisi de hayvan yemi olarak kullanılır.
Ayrıca, lapası ve unu elde edilip tedavi için kullanılabilir.


Burçak Tohumları
Burçak tohumlarının fazla miktarda ya da uzun süre kullanılması çeşitli rahatsızlıklara yol açabilir.

Ceviz Yaprağı

Ceviz Yaprağı Faydaları

Yaprakları ve meyvenin yeşil kabuğunun saçlara dışarıdan masaj ile olumlu etkileri olabilir.


Ceviz Yaprağı Tarihçesi
Eski Romalılardan beri saç boyama saçları siyahlatmak için kullanıldığı bilinmektedir.

Ceviz Yaprağı ile Saç Kararması
Bunun için; 26-30 gram ceviz yaprağını 1 litre suda kaynatınız, bu su ile 3-4 gün peş peşe saçlarınızı yıkayınız.


Ceviz Yaprağı Kurutulması
Ceviz yaprakları haziran-temmuz aylarında toplanarak gölgede kurutulur.
Ceviz kabukları da yeşilken alınır ve kurutulur.

Ceviz Yaprağı Toplanması
Ceviz yaprakları yere kendiliğinden düşen yapraklar toplanmaz.

Ceviz Yaprağı Familyası
Cevizgiller familyasındandır.

Ceviz Yaprağı Bileşimi
Tanen, uçucuyağ ve acı lezzetli bir boyar madde (juglon) taşımaktadır. Bu maddelerin rediklenmiş türevi taze yapraklarda glikozit halinde bulunur. Ayrıca protein, karbonhidrat, yağ ve kalsiyum, sodyum, fosfor, potasyum, magnezyum gibi mineraller, B1, B2, B3, B6, E vitaminleri, az miktarda da D ve P vitamini de bulunur.

Ceviz Yaprağı Diğer Adları
Koz, Yandak (Elazığ) ve Adi ceviz, döken 20 dolayındaki ağacın genel adıdır.
Koz, Yandak, Adi ceviz, Juglon, Uglans Regia, Ceviz Kabugu, Ceviz İci, Kabuklu Ceviz

Ceviz Çeşitleri
Uglans regia (adi ceviz) türü 30 metre boylanabilen, kalın dallı, geniş tepeli bir ağaçtır. Gençken açık boz, gümüşi renkli, ince ve düzgün olan gövde kabukları, yaşlandıkça kalınlaşır ve çatlaklarla dolar.
Karşılıklı dizilmiş olan yaprakları 5-9 yaprakçıktan oluşur.
Oval yaprakçıkların üst yüzleri parlak yeşildir.
Erkek çiçekler kurullar halinde genç sürgünlerin yanlarından çıkar.
Meyvelerin içinde kalın kabuklu bir tohum bulunur.
Civan perçemi Bileşimi
Achilelein adlı gligoz pinenler, berneol, cineol gibi uçucu yağ taşır.

Civan Perçemi Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.

Civan perçemi Çayı Hazırlanması
Hekim önerisine göre kullanılır.

Civan Perçemi Aksi Tesirleri
Aksi tesiri yoktur.

Civan Perçemi Botanik Bilgileri
Çiçek uçlarının, yapraklarının, haziran-eylülde ortaya çıkan, küçük, yassı, gözyaşı biçimli tohumları kullanılır.


Civan Perçemi Kurutulması
Bitkinin çiçekli ve yapraklı dalları yaz boyunca toplanıp kurutulur; dövülüp saplarından temizlenir.


Civan Perçemi Diğer Adları
Kandil çiçeği, Binyaprak otu, Binbir yaprak otu, Beyaz civanperçemi, Barsama otu, Ak başlı, Arap saçı.


Civan Perçemi Yetiştiriciliği
30-100 cm boylarında; içi boş, dik, yeşil gövdeli, tepeye doğru dallara ayrılan yapıda; tüylü ve derin parçalı yaprakları olan, çok yıllık, otsu bir bitkidir. Mayıs-ekim aylarında genellikle beyaz, bazen pembemsi, küçük çiçekler açar, bunların birçoğu bir arada şemsiyemsi salkımlar oluşturur.


Civan Perçemi Çeşitleri
40 kadar civanperçemi türünden Türkiye'de en yaygın olanı, özellikle Kuzey ve Doğu Anadolu bölgelerinde bolca bulunanı, Adi civanperçemi de denen türdür. 400-2400 metre yükseklikler arasında yetişir.

Civan Perçemi Familyası
Papatyagiller familyasındandır.

Civan Perçemi Ekilmesi
Civan perçeminin kültür yoluyla yetiştirilmesi de mümkündür. Zengin ve güneşli ya da hafif gölgeli topraklarda üretimi yapılır. İlkbahar ya da sonbaharda tohumları ekilir, çıkan fideler 30 cm aralıklarla seyreltilir ya da şaşırtılır. Yaz sonunda çiçekli ve yapraklı dalları toplanıp kurutulur.


Civan Perçemi Tarihçesi
Civanperçeminin bilimsel adının İlyada'nın ünlü kahramanı Akhilleus'tan (Asil) geldiğini hatırlatalım. Paris, Akhilleus'u zehirli okla topuğundan vurunca, Afrodit gözyaşları içinde ona, acılarını dindirmek için civanperçemi önerir. Böylece bitki yaraya karşı etkili bir ilaç olarak ilk kez kullanılmış olur.
Başka efsanelere göre de Akhilleus yaralı arkadaşlarınıbu bitkiyle tedavi eder. Mitoloji ya da efsane de olsa tarih verelim: İÖ 8. yüzyıl.

Çakşır Otu

Çakşır Otu Bileşimi
Nişasta, kateşik tanen, saponin, alkoloit, rezin ve uçucu yağ taşımaktadır.

Çakşır Otu Botanik Özelliği
100-200 cm boylarında, parçalı yapraklı, kalın köklü, sarı çiçekli, çok yıllık, otsu bir bitkidir. Çiçekleri uçlardadır. Şemsiye biçiminde toplu görünüşlüdür.
Anadolu'da 17 tür Ferula vardır. Bunlardan F. commurıis türüne Çakşır otu dendiği gibi Aş otu, Şeytan teresi de denir ve 1-3 metre boylarındadır. Nisan-haziran aylarında sarı çiçekler açar. Dipte ipliksi yapraklar bulunur.

F. orientalis, F. rigidula türleriyle birlikte yaprakları suda haşlanıp acı suyu süzüldükten sonra sebze olarak, bazen de içine yumurta kırılarak yenir.

F. tinginata türü Mersin yöresinde yetişir, 2 metre boylarındadır. Etli ve parçalı yaprakları diptedir. Sarı renkli şemsiyemsi çiçekler dal uçlarında açar.
F. meifolia türü Güney Anadolu'da bulunur ve cinsel gücü artırıcı etkisiyle bilinir.
Orta ve Doğu Anadolu dağlarında yetişen F. rigidula türü, 70-120 cm boylarında, çok parçalı yapraklı, sarı çiçekli, çok yıllık, otsu bir bitkidir.

Çakşır Otu Anayurdu
Türkiye'de Hatay, Adana, İçel illerinde yetişir.

Çemen Tohumu

Çemen Tohumu Bileşenleri
Lesitin, esans, tanen, fosfor, organik demir, kalsiyum, müsilaj, saponin, trigonelin alkaloidi, diosgenin, ftobterol, fitin, kolin, protein, A VE B vitaminleri.
Çemen Tohumu Özellikleri
Hafif kavrulup, salata ve yiyeceklere ilave edilirse lezzeti arttırır.

Çemen Tohumu Faydaları
bitkidir.

Çemen Tohumu Botanik Özellikleri
Bitki dikine ve kimi zaman da yere yatarak gelişir.
Kenarları ince dişli ve oval biçimli üç yaprakçıktan oluşan yaprakları da açık yeşil renklidir.
Sarımsı beyaz çiçekleri yaz ortasında açar.
Bol güneşli yerleri; suyu iyi akıntılı, bitek ve alkalik toprakları seven çemen otu, tohumlarıyla çoğaltılır.

Çemen Otu Baharatı
Ülkemizde en çok; pastırmaların üzerlerine serpilmesi ile tüketilir.

Çemen Otu Tohumu Tarihçesi
Antikite’den (İ.Ö6-i.s 3 YY) bu yana, baharat olarak yem ve şifalı bitki olarak kullanılmıştır.

Mısırlılar; tanrılarına saygı olsun diye tapınaklarının üzerinde yetiştirirdi.
Kokmaması için cesetlere çemen otundan sürerler, içinde fazla oturulan odaların kokusunu değiştirmede kullanılırlar, bir yandan da ekmeklerinin içine katarlardı.
Ama, bu gün Mısır’da ekmeklere çemen konulmamaktadır.

Ortaçağ’da (5-15 yy) kelliğe karşı kullanılmış, Hindistan’da saç losyonu olarak sürekli yer almıştır.
Ünlü İslam hekimi Razi “idrar zorluğu çektiğinizde çemeni kaynatıp suyunu içiniz” demiştir.

Çoban Çantası

Çoban Çantası Tarihçesi
16. yy'da Mathioli adlı bir hekim "güçlü kan dindiricidir" diyerek özetlemiştir bitkinin özelliğini.

Ortaçağ'da yaşamış hekim Plaetarius'un Kolay Hekimlik Kitabı'nöa şunlar yazılıdır: "Haziranda ay batarken çobançantası toplamalı. Çünkü bu bitkinin gizli erdemleri vardır. Burun kanamasını durdurmak için iki sapı yeterlidir. Damarları çatlayan ya da genişleyenlere, bitkinin tozunu şaraba karıştırarak içirmek gerekir."

Yine Ortaçağ Avrupası'nda, bebeklerin dişlerinin çabuk çıkması için bunların boyunlarına, içinde çobançantası meyveleri bulunan kırmızı kumaştan bir çanta asılır, dişler görünmeye başlayınca çanta akar suya atılırmış.

Çoban Çantası Ve Mutfak
Bitkinin bütünü mutfakta kullanılabilir.
C vitamini deposu taze sürgünleri de çiğ ya da pişirilerek yenir.

Çoban Çantası Kullanışı
Tıbbi amaçlarla bitkinin toprak üstü kısımları taze ya da kuru olarak kullanılır.

Çoban Çantası Faydaları



Çoban Çantası Aksi Tesirleri
Dikkat, doz aşımı tehlikelidir.

Çoban Çantası Çayı Hazırlanması
Hekim önerisine göre kullanılır.

Çoban Çantası Kurutulması
Toprak üstü kısımlar bitki çiçekliyken toplanmalı, gölgede kurutulmalıdır.


Çoban Çantası İçindekiler
Uçucu yağ, tanen, organik asitler, flavonlar ve saponin maddeleri taşır. Ayrıca; Bitkinin bileşiminde tanen, , flavonoitler, reçine, kolin, asetilkolin, tiramin, diosmin, monoamin, siyah hardal esansları, C vitamini ve potasyum bulunur.

Çoban Çantası Familyası
Turpgiller familyasındandır.

Çoban Çantası Diğer İsimleri
Cıngıldaklıot, Çıngırdaklı ot ya da Kuşkuş otu olarak da bilinir.

Çoban Çantası Botanik Bilgileri
Capsella, Latince-de küçük çanta, küçük kese, Capsa: çanta, kese; bursa pastoris ise "çobanın paralarını koyduğu çanta" demek bursa "çanta", pastoris "çoban. Bitkinin meyvesine bir gönderme söz konusu.) 20-50 cm boylarında, bulabildiği bütün açık alanlarda 2500 metre yüksekliğe kadar yetişen, bir ya da iki yıllık, otsu bir bitkidir.

Tabandaki yapraklar parçalı olup rozet şeklindedir. Üsttekiler basit, kulakçıklı, uzun ve sapa sarılı vaziyettedir. Mart-aralık aylarında açan 2-3 mm'lik küçük beyaz ya da pembe çiçeklerinin çanak yaprakları tüylüdür. Meyveler sapın ucunda, üç köşeli, yassı, minik bir çanta ya da yürek gibidir. Bunların hafif tuzlu ve acı bir lezzeti vardır.

Meyvelerle çiçekler çok zaman bitkinin üzerinde aynı anda varlıklarını sürdürürler, çiçekler tepede, meyveler onların altlarında. Müthiş işgal edici bir bitkidir. Tarım için zararlı olan bu ot hayvanlar ve kuşlar içinse son derece değerlidir; ama beri yandan baharat ve tıbbi açıdan da değerlidir.

Avrupa'da ve Akdeniz havzasında çok eski dönemlerden beri bu özellikleriyle bilinir. Acı lezzetli kökleri henüz tazeyken toplanır. Çin'de kışlık sebze olarak kullanmak üzere tarımı yapılır. Bugün su altında kalmış şehirlerde bulunan tohumların tanıklık ettiği gibi bitki neolitik çağlardan bu yana insanlar tarafından tüketilmiştir.

Çoban Çantası Çeşitleri
Tohumlar acı lezzetinden dolayı baharat olarak hardal gibi değerlendirilir. Taze gevrek kökler turp gibi çiğ yenir.
Yine ince ince doğranmış kökler acı lezzetinden dolayı yemeklere girer.

Çoban Çantası Salatası
Taze yapraklar salatalara, pişirilmişler sebzelere eklenir.

Çoban Çantası Çiçeği
Çiçekler ve tomurcuklar, dekoratif amaçlı düzenlemelerde yer alır.

Çörek Otu Tozu - Smal garden fennel, Nigella Sativa

Çörek Otu Diğer İsimleri
Smal garden fennel, Nigella Sativa

Çörek Otu Bileşimi
Sabit uçucu yaglar, tanen, saponinler, şekerler, acımadde, nigellin ve connigellin adlı alkaloidler.

Çörek Otu Tozu Kullanışı
Hekim önerisine göre kullanılır.

Çörek Otu Tozu Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.

Çörek Otu Aksi Tesirleri
Hamileye önerilmez.

Çörek Otu Botanik Bilgisi
Nigella Sativa, Ortadoğu ülkeleri arasında birçok derdin dermanı olduğu için “Habbat Al Barakah” ya da “Kutsanmış Tohum” olarak bilinir. Binlerce yıldır Ortadoğu, Asya ve Afrika’da kullanıldığı gibi günümüzde Amerika ve Avrupa’da da kullanılmaktadır.

Çöven Kökü - Saponaia officinalis

Çöven Kökü Diğer İsimleri
Gipskrau, gypsophile, gypsophila, sabunotu, helvacıkökü.

Çöven Kökü Latince İsmi
Saponaia officinalis


Çöven Kökü Bileşimi
Şekerler, rezin, triterpen taşımaktadır.


Çöven Kökü Şifaları
Kökler kaynatılır, suyu ile yüz ve sivilceler yıkanılır. Ayrıca altın vb. maddeler bu su ile parlatılabilir. Yünlü kumaşları yıkamada bu su ile faydalanır.

Çöven Kökü Kullanılması
Bitkinin Kullanılan kısımları kökleridir.


Çöven Kökü Yetiştirilmesi
Haziran-temmuz aylarinda beyaz çiçekler açan, 50-60 cm yüksekliginde çok dalli, çok senelik, kazik köklü, otsu bir bitki. Yapraklari sapsiz, soluk yesil renklidir. Çiçekler küçük pembe ve beyaz renklidir. Tohumlar küçük, hemen hemen böbrek seklinde esmer renkli ve üzeri pürtüklüdür. Köklerinin dövülmesinden çöven elde edilir. Memleketimizde 27 kadar türü bulunur.

Türkiye’de Yetistiği Yerler
Orta ve Dogu Anadolu

Defne Yaprağı - Defne Tohumu - Laurus Nobilis

Defne Yaprağı Kullanışı
Hekim önerisine göre kullanılır.

Defneyaprakları keskin kokusu ile ağızda çiğnenirse ağız kokularını giderebilir.

4 avuç dolusu defneyaprağı 1 küvet suya atılarak, bu su içinde 1 saat oturulup banyo olarak da uygulanabilir.



Defne Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.

Defne Tarihçesi
Tarihte çeşitli sebeplerle değer verilmiş bir bitkidir. Baharlı kokulu ve hep yeşil parlak yapraklarıyla çok sevilmiştir.

Defne, mitolojik çağda, önce tanrı Apollon'a, ardından onun oğlu hekimlerin tanrısı Asklepios'a adanmış bir bitkidir. Delfi'deki Apollon tapınağının çatısı, her türlü hastalık ve kötülüklere karşı defneyle örülürdü. İmparatorlara, komutanlara, şairlere, sanatçılara, başarılı sporculara defneden taçlar takılırdı. Defne akıl, başarı ve zafer demekti.

Antikite'de (İÖ 6.- İS 3.yy) defnenin yıldırımsavar olduğuna inanılırdı. Tanrısal transa geçmek için defneden yararlanılırdı. Sonraları insanları şeytanın sayısız kötülüklerinden koruduğuna inanılmıştır.

Yaşlı Plinius (23-79) ve Dioskorides (I. yy) bitkinin bütün parçalarının sağlığa yararlı olduğuna dikkat çekmişlerdir.

Ünlü İslam hekimi İbn-i Sina (980-1037) da defne yağının yara iyi edici olduğunu dile getirir.

Tarihçesi; (Laurus şan, şeref, onur; nobilis soylu, yüce anlamlarına gelir. Dilimize Fransızcadan geçen "bakalorya" [diploması] sözcüğü de bu bitkinin bilimsel adıyla ilgilidir ve defne ağacının meyvelerinden yapılma taç, "defne ağacının meyvesi" [bacca lauri] demektir.)
Anayurdu Anadolu olan defne zamanla bütün Akdeniz havzasına yayılmıştır. Türkiye'nin ihraç ürünlerindendir. Dünyadaki defne yaprağı tüketiminin büyük çoğunluğunu (yüzde 80) Türkiye'nin sağladığı söylenebilir.
Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerimizin kıyı kesimlerindeki dağlarda 1200 metre yüksekliğe kadar görülür.

Defne Kurutulması
Bitkinin yazın yaprakları, ekim-kasım aylarında meyveleri toplanıp kurutulur.

Defne Yaprağının Mutfak Kullanımı
Balık, tavuk, et yemeklerine fazla kokuyu alsın ve lezzet katsın diye defne yaprağı konur.



Defne Yetiştiriciliği
Ağaççık, park ve bahçelerde dekoratif amaçla da yetiştirilir.

Defne Ve Kozmetik
Kozmetik ve parfümeri sanayisinde kullanılır. Odalara güzel koku ve görüntü sunması için hazırlanan potpuri tabaklarına girer.

Defne Çeşitleri
Defnenin burada anlatılan dışında pek çok türü vardır; "Nobilis" cinsi dışındakiler zehirlidir, kurutulmadan kullanılmazlar.

Defne Diğer İsimleri
Laurus nobilis Nehtel, Tehnel, Teynel, Har (Kadirli).

Defne Bileşimi
Tanen, acı madde ve uçucu yağ bileşimi vardır. Yaprakların bileşiminde sabit yağ, sineol, öjenoller, pinenler, felandren, linalol, jiraniyol, terpineol bulunur.

Deniz Kadayıfı - Chondrus Crispus - Kırmızı Su Yosunu

Deniz Kadayıfı Özellikleri
Ekspektoran, demülsen, emoliyen, duodenum özellikleri vardı.

Deniz Kadayıfı Faydaları
Eczacılık ve gıda endüstrisinde kıvam verici olarak kullanılmaktadır.

Deniz Kadayıfı Ve Kozmetik
Kozmetiklerde cilt yumuşatıcı olarak da kullanılışı bulunur.

Deniz Kadayıfı Ve Ebru sanatı
Tıbbi kullanımının dışında geleneksel sanatlarımızdan Ebru'nun hazırlanmasında da kullanımı mevcuttur.

Deniz Kadayıfı Kullanım Şekilleri
Hekim önerisine göre kullanılır.

Deniz Kadayıfı Yetişmesi
Atlas Okyanusu sahillerinde yetişen, yosuna benzer bir bitkidir.

Deniz Kadayıfı Yan Etkileri
Deniz Kadayıfı Kontrendikasyonları: Kanı sulandırıcı özelliği nedeniyle antikoagülan ilaçlarla kullanılmamalıdır.


Deniz Kadayıfı Bileşimi
Brom, iyot, potasyum, sodyum, magnezyum gibi mineraller ile müsilaj ve karbonhidrat. Etken Maddesi- Maddeleri: %70-80 müsilaj(karrageenan), %10 protein, iyot, mineral tuzları, vitamin Ave B.

Deniz Kadayıfı Kullanılan Kısımları
Tallus kısmı(Kırmızı su yosunu)(Carrageen).

Deniz Kadayıfı Yetiştiği Yerler
Avrupa ve Kuzey Amerika'nın Atlantik kıyılarında yaygındır, yurdumuz denizlerinde bulunmaz.

Dere Otu Tohumu - Dere Otu Yaprağı - Anethum Graveolens

Dere Otu Kullanışı
Hekim önerisine göre kullanılır.

Dere Otu Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.

Dere Otu Familyası
Maydanozgiller familyasındandır.

Dere Otu Diğer Adları
Darakotu, Durak otu, Donak otu, Dor otu, Hezer tere, Tere otu, Tara otu, Tarhana otu.

Dere Otu Tarihçesi
Anethum, "fırlatmak, fışkırtmak" gibi anlamları olan Yunanca anethon'dan gelir. Bu da bitkinin gaz giderici özelliğine bir göndermedir. Graveolens ise, Latince "güçlü kokulu, ağır kokulu" gibi anlamlara gelen bileşik bir sözcük. Bu durumda, "Ağır kokulu fışkırtıcı" gibi bir adlandırma kümesine ulaşırız. Çok kokuludur ve kokusu yabani rezeneyi hatırlatır, bu yüzden onunla karıştırıldığı olur. Bu onun daha küçüğü gibidir. Batıdaki adlarından biri de zaten "piç rezene"dir, bir diğeri de "yalancı anason".
Anasonla kimyon arasında tatlımsı, hoş kokulu bir lezzet. Tazesinin kokusu daha yoğun ve hoştur.

Mısır hekimliğindekf tarihi 5000 yıllıktır. Romalılar tarafından da bilinirdi.
Saint Matthieu İncili'nöe nane, dereotu ve kimyonun adları birlikte geçer; bu da bize miladi tarihin başladığı yıllarda dereotunun, nane ve kimyonla birlikte üç önemli baharattan biri olduğunu gösterir. Bu üç baharattan o sırada vergi alınmaktadır.

Romalılar ve Yunanlılar dereoutuna sağlığa yararlı özeliğinden dolayı olduğu kadar mutfağa katkısından dolayı da değer verirler.

İngiltere'de 16. yy'dan bu yana üretimi yapılır.
İskandinav ülkeleri için de çok değerli bir baharattır.

Yaşlı Plinius (23-79) ve Dioskorides'in (I. yy) anlatımlarından çıkardığımıza göre Yunanlılar onu saraya karşı ve sütannelerde süt artırıcı olarak kullanmışlardır.

Romalılar için o hayatiliğin, dirimselliğin simgesidir. Charlemagne (742-814) davetlerinde içkiyi fazla kaçıran konuklarına dereotu sunarmış.

Ortaçağ'da (5-15. yy) cinsel gücü artırıcı olarak şarabın içine katılmış.

17. yy'da zihinsel kapasiteyi güçlendirici olarak kullanılmış.

Kötülüğü def etmek için büyücülükte de kendine yer bulmuş. 60-150 cm boylarında, 30 cm genişliğinde, içi boş, mavimsi yeşil renkli, dallara ayrılan yapıda, ama genel olarak tek gövdeli, bir yıllık, otsu bir bitkidir. Yaprakları iplik gibi ipince, tüylü ve kokulu; temmuzdan eylüle, yaz boyunca açan, güçlü kokulu, minik sarı çiçekleri şemsiyemsidir. 3-5 mm uzunluğundaki, kahverengi-sarı, kokulu tohumları (meyveleri) yumurtamsıdır ve sırtlarında üç, yanlarında iki çizgi bulunur.

Dereotu eski çağlardan bu yana sağlığa yararları bilinen ve bu yolda kullanılan bir bitkidir.

Eski Mısırlılar onu rahatlatıcı, Eski Yunalılar da hıçkırık kesici olarak değerlendirmişler.

Yapraklarının yanında tohumları da kullanılan baharatlardan biridir. Ancak Asya ülkelerinde tohumlan kullanma alışkanlığı fazla yoktur.

İskandinav ülkelerinde, Rusya'da, Polonya'da, Hindistan'da, dünyanın hemen her yerinde sevilen klasik bir kokulu bitkidir.

Dere Otu Yetiştiriciliği
Dereotu kurak ve sürülmemiş topraklarda 600 metre yüksekliğe kadar yetişir. Bitki kendi kendine çoğalır, bunun için saplar üzerinde birkaç çiçeğin olgunlaşmasına izin vermek yeterlidir.

Kültürel yolla üretimi de söz konusudur. Bunun için bol güneşli ve rüzgâr almayan yerler seçilir. İlkbahardan yaz ortasına kadar ekilir ve 3-10 yıl arasında aynı yerden verim alınır. Çıkan fidelerin 25-30 cm'lik aralıklarla seyreltilmesi gerekir. Evde yetiştirilmesi de mümkündür.

Dere Otu Toplanması
Yapraklar, tazeyken; tohumlar oluşmaya başladığında da çiçek başları toplanır.
Çiçek açtıktan 2-3 hafta sonra tohum oluşur. Bitkiyi biçerken tohumların bahçenin her yanına dökülmemesine dikkat etmek gerekir. Biraz uzun kesilen saplar karanlık bir odada asılır ve altlarına yeterli büyüklükte kâğıt serilir ki, bitki kurudukça tohumlar bunun üzerine usul usul dökülsünler.

Dere Otu Anayurdu
Anayurdu Anadolu, Akdeniz havzası ve Güney Rusya'dır. Günümüzde Güney Avrupa'nın tamamında ve Kuzey Amerika'da üretimi yapılır.
Ayrıca bahçelerden kırlara da sıçramıştır. Kurak ve güneşli toprakları sever.
İskandinav ülkelerinde, Rusya'da, Polonya'da olduğu gibi Hindistan'da da kullanılan klasik bir baharattır.


Dere Otu Ve Mutfak Kullanışı
Kendine özgü kokusu olan bitkinin tohumu çorba, balık ve sebze yemeklerine, çeşitli tatlı ve keklere; çiçekleri turşuya; yaprakları iyice kıyılarak çorbaya, salatalara, yumurtalı ve etli yemeklere konur. Kokusunu yitirmemesi için taze kullanıldığında pişirmemek gerekir.

Dere Otu Ve Rejim
Mineral tuzlar yönünden zengin olduğu için tuzsuz rejimlere de katkı sağlar.


Dere Otu Bileşimi
Sabit ve uçucu yağ, tanen, reçine, uçucu yağda carvon, phellandren gibi maddeler içerir.
Yaprakların bileşiminde sabit yağ, karvon, limonen, felandren; tanelerin bileşimindeyse bunlara ilaveten karveol, terpinen bulunur.
Vitaminlerden A ve C vitamini, minerallerden de fosfor, kalsiyum, demir, potasyum bulunur.

Deve Dikeni Yaprağı - Deve Dikeni Tohumu - Milk Thisle

Deve Dikeni Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.

Deve Dikeni Kullanılması
Hekim önerisine göre kullanılır.

Deve Dikeni Familyası
Papatyagiller familyasındandır.

Deve Dikeni Botanik Bilgileri
30-120 cm boylarında, dik, güçlü ve dikensiz gövdeli, ancak üstlerde dallanan; tabanda rozet, yukarıda almaşık dizilişli, dişli ve dikenli kenarlı, alt yüzleri genellikle pamuksu, sivri mızraksı yaprakları olan; temmuz-ekim aylarında, 2-2.5 cm çapında kömeçler halinde leylak rengi çiçekler açan, beyazımsı kazık köklü, çok yıllık, otsu bir bitkidir.

Küremsi küçük kömeçler erkek, uzun kömeçler dişidir. Olgunlaştığında erkekler kararırken, dişilerde beyaz ipek gibi durumlar oluşur; bunlar tohumların başlarıdır.

Meyve tohumlar taşıyan tüysü kapsül şeklindedir ve rüzgârlarla taşınarak bitkinin çoğalmasını sağlar. Bej renkli tohumlar 1x2.5 mm boyutlarındadır. Kelebeklerin, arıların çiçeklerinden; kuşların tohumlarından severek beslendikleri bir bitkidir. Anayurdu Güney Avrupa, Anadolu ve Asya'dır. 17. yy'da Kanada'ya taşınmıştır, bugün Batıda neredeyse sadece Kanada dikeni diye bilinir.


Deve Dikeni'nin Diğer İsimleri
Akkız, Kasna, Eşek dikeni, Kenger otu, Köygöçüren, Köygöçerten.

Deve Dikeni İçeriği
Bileşimi : Silymarin, uçucu yağ, tyramin, flavonit, histamin, reçine, amine, albumin, agmatin, yağ.

Ülkemizde Deve Dikeni
Ülkemizde de bolca bulunur ve Bolu, Bartın, Edirne, Eskişehir, Muş yörelerinde Köygöçüren adıyla işlem görür; kıymalı pirinçli yemeği yapılır. 1300 metre yüksekliğe kadar olan kırlarda, meralarda, yol kenarlarında, kültür alanlarında, bağlarda bahçelerde bulunur.

Deve Dikeni Yetiştiriciliği
İlk donlardan başlayarak bitkinin toprak üstü kısımları kururken, kış sonunda yatay köksaplarla buna bağlı yeraltı filizlerinden rozetsi yapraklar çıkar, hava ısınmaya başlayınca günde 3 cm boy attığı olur.

Ebegümeci - Malva Sylvestris

Ebegümeci Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.

Ebegümeci Çayı Hazırlanışı
Hekim önerisine göre kullanılır.


Ebegümeci Kurutulması
Yaprak ve çiçekler halk hekimliğinde kullanılmak üzere yazın tazeyken toplanıp havadar bir yerde kurutulur.


Ebegümeci Kullanışı
Demleme ya da kaynatma için 1 litre (5 bardak) suda 20-30 gram; gargara ve dışarıdan uygulama için de yine 1 litre suda 50 gram bitki kullanılması yaygındır.


Ebegümeci Özellikleri
Modern tıpta da kabul edilen bir bitkidir.

Ebegümeci Diğer Adları
Malva Sylvestris, Ebemgümeci, Develik, Kömeç, Hamaylık, Paçık, Kazan karası.

Ebegümeci familyası
Ebegümecigiller familyasındandır.


Ebegümeci Botanik Bilgileri
20-70 cm boylarında, 5-7 parçalı, dişli kenarlı, saplı yapraklı, mayıs-ekim aylarında yaprak koltuklarında mor çizgili pembe çiçekler açan, iki ya da çok yıllık, otsu bir bitkidir.

Ebegümeci Mutfak Kullanımı
Yapraklı dalları ıspanak gibi pişirilir.


Ebegümeci Tarihçesi
Eski çağlardan beri kullanılan bir bitkidir.

Matematikçi Pythagoras'ın (İÖ yaklaşık 580-500) öğrencileri ona, sürekli güneşe dönük olduğu için "kutsal bitki" dermiş.
Şair Hesiodos (İÖ 800'ler), İşler ve Günler adlı eserinde, eleştirdiği kişilere, "Ebegümecindeki zenginliklerden habersiz budalalar, çıkışır.

Ebegümecine Kutsal Roma Cermen imparatoru olan Charlemagne da (742-814) bayılır. Özellikle kırsal kesimdeki evlerin çevresinde yetişen ebegümeci, günümüzde azalmaya yüz tutmuştur.
Evleri çamur ve rutubetten korumak ve de güzel bir görünüm kazandırmak amacıyla, çevrelerine beton dökülmektedir. Böylece, bitkinin yaşam alanı daraltılmaktadır.

Ebegümeci Bileşimi
Musilaj, glikoz, pektin ve malvin bulunur.

Taze Ebegümeci
Tazesi ile kuru bitki tamamen ayrıdır.

Enginar Yaprağı - Artichoke

Enginar Yaprağı Faydaları
Cynarinden taşır.

Enginar Çayı Hazırlanışı
Hekim önerisine göre kullanılır.

Enginar Yaprağı Kurutulması
Asıl şifalı kısmı olan yapraklarıyla, kömeçler kesildikten sonra güneşli havalarda toplanıp gölgede kurutulmalıdır.


Enginar Yaprağı Aksi Tesirleri
Fazla içilmesi bulantıya yol açarsa da bunun dışında başka bir yan etkisi yoktur.

Enginar Yaprağı İle Saç Bakımı
Enginar kömecinin tüylü kabuklarıyla demlenen çayla yıkanan saçlar güçlenir, canlılık kazanır.

Enginar Yaprağı Tarihçesi
Enginar, eski Yunan ve Roma Dönemi'nden beri bilinen ve bu dönemlerde kral sofralarının en geçerli yemeği olarak tüketilen bir sebzedir.

Enginar 15. yüzyıldan beri Avrupa'da sebze olarak değerlendirilmekte olup, 16. yüzyılda Fransa, Almanya ve İngiltere'ye yayılmış, 17. yüzyılda Amerika'ya girmiştir.

Enginar Yaprağı Diğer İsimleri
Cynara Scolymun

Enginar Yaprağı Bileşimi
Flavonalglikozitleri, tanen, cynarin,ve içinde cynoropicrin içeren acı madde, protein, karbonhidrat, yağ ve fosfor, kalsiyum, magnezyum, potasyum, sodyum, demir, çinko gibi mineraller, A, C ve B grubu vitaminler bulunur.

Fesleğen Kurusu - Fesleğen Yaprağı - Irahan - Reyhan

Fesleğen Faydaları
Fesleğen kokusu sivrisinek ve tahtakurularını kovmak içinde kullanılır.

Ufalanmış kuru fesleğen yaprağı koklanırsa, aksırtır, kronik koku almamayı giderir.

Fesleğen Çayı
Hekim önerisine göre kullanılır..

Çayı ile eziklere pansuman yapılması tüm Anadolu'da yaygındır.

Fesleğen Diğer İsimleri
Fesliyen, peslan, reyhanotu, ırıhan, rahan.

Fesleğen Esansı
Fesleğenin çiçekli dallarından su buharıyla damıtılarak elde edilen esans, idrar yollarını temizler, mide yatıştırıcı, gaz ve balgam söktürücü etkiler sergiler.

Fesleğen Ve Böcek Sokmaları
Taze fesleğenden yapılan lapa böcek sokmalarına sarılması yaygın inanıştır.

Fesleğen bu arada sivrisineği ve tahtakurusunu da huzura yak­laştırmaz. Bu sebeple pencerelere konur.
Ancak fesleğenli pencerelerin bir anlamı daha vardır: Anadolu'da penceresinde fesleğen olan evde gelinlik çağına gelmiş kız var demektir!
Ey hayatla sürekli nişanlı olanlar, siz siz olun, sakın fesleğenden uzak durmayın!


Fesleğen Aksi Tesirleri
Fesleğen hamilelere yasaktır.

Fesleğen Diğer İsimleri
Reyhan, İnhan, Peslan (Kurttutan köyü-Salihli), Feslan, Fesliyen, Fesi i kan.
Bileşimi; uçucu yağ, estragol, eugenol, lineol, thymol, camphor ve pinen.
Ballıbabagiller familyasındandır.

Fesleğen Tarihçesi
Ocimum, Yunancada "kokulu" demek olan özen'den geliyor. Basilicum ise "krala özgü" demek.
Eski Mısırlılar, Yunanlılar fesleğeni çeşitli amaçlarla kullanırdı, Romalılar için o aşkın simgesiydi. Hindistan'da O. sanctum türü, mutfakta kullanılışından çok dini açıdan önemliydi. Yunanlılar ondan kutsal su yapar ve sunağın önüne yerleştirirdi.

Tarihte sevdalılar sevdiklerine bir sap fesleğen verirse, sevdiklerinin kalbini sonsuza değin kazacağına inanırdı.
Yaşlı Plinius'a göre (23-79) fesleğen sara hastalığına karşı birebirdi.
Bunun dışında takıntılara, kara kaygıya, üzüntüye karşı önerilmişti.


Fesleğen Botanik Bilgileri
10-40 cm boylarında, çok dallı, 2-6 cm uzunluğunda, çoğunluğu yeşil, bazıları şarabi, oval yaprakları olan; yaz aylarında genellikle beyaz, nadiren pembe, küçük çiçekler açan, bir yıllık (tropikal iklimde çok yıllık) otsu bir bitkidir.
1 50 dolayında çeşidi bulunur, iri yapraklısı, küçük yapraklısı, şarabi yapraklısı, şarabi yapraklı-dişli kenarlısı.


Fesleğen Yetiştiriciliği
Güneş ve yarı gölge yerleri, humusça zengin akıntılı toprakları sever. Bahçede ve saksılarda yetiştirilir.
Martta tohumları ekilir, nisan-mayısta yerlerine taşınır.


Türkiye'de Fesleğen
Evlerde genellikle, "çalı fesleğeni" de denen daha küçük, 1- 2 cm uzunluğunda yaprakları olan fesleğen cinsi (O. minimum) yetiştirilir. Ege köylerinde, yaz aylarında, hem sivrisinek-savar, hem de kısa ya da uzun süreliğine konukluğa gelmiş birinin önüne, saksıyla, tenekeyle, neyin içine dikildiyse onunla getirilip, kokması ve konuğun koklaması için şöyle bir sıvazlanarak bırakılan bir "hoş geldin" çiçeğidir.
Hindistan, tropikal Asya ve Pasifik adalarıdır. Ama bütün Akdeniz ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de bolca yetiştirilir.



Fesleğen Ve Mutfak
Fesleğenin yapraklı dalları baharat olarak kullanılır. En uygun dönemiyse M'Hcıımo öncesidir.

Tercihen taze kullanılır, kurutulmuş fesleğen yaprakları lezzetini ve kokusunu hızla kaybederler.
Hoş kokulu, hafif baharlı ve başka hiçbir baharata benzemeyen bir lezzet.
Taze ya da kuru yapraklar nane gibi et, balık ve salatalara, başka kimi yemeklere eklenir.
Taze yapraklar gerektikçe genç sürgünlerle birlikte koparılır.

Funda Yaprağı - Erica Vulgaris

Funda Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.

Funda Çayı Hazırlanışı
Hekim önerisine göre kullanılır.

Funda Bileşimi
Bitkinin çiçekli dal uçlarında ericolin adında bir glikozit bulunur. Funda Bileşimi ;% 7 Tanen uçucu yağı, glikozitler, (artibun, erikolin) ve şekerler taşır.

Funda Familyası
Fundagiller familyasındandır.

Funda Botanik Bilgileri
Genç sürgünler tüylü ve çatallıdır. 3-7 mm uzunluk, 0.5-0.7 mm genişlikteki iğne yapraklar sürgünlere üçlü çevrel dizilmişlerdir.

Yaprakların alt yüzleri derin çizgilidir. Hoş kokulu, çansı beyaz çiçekleri mart-mayıs aylarında salkımlar halinde açar.
Meyveler dört kapaklı bir kapsüldür. Başta Akdeniz Bölgesi olmak üzere sahillerimizdeki makiliklerde bolca bulunur.
Dallarından süpürge yapıldığı için halk arasında Erica vulgaris gibi Süpürge otu olarak da anılır.

Funda Yaprağı Özellikleri
Ama kahverengi-kırmızımsı odunundan, asıl, yanmaya dayanıklı olduğu için pipo ve piyano yapılır.


Funda Diğer İsimleri
Erika, Süpürge otu, Ağaç Fundası, Süpürge Ağacı, Pipo Fundası, Süpürge Çalısı.

Gül Yaprağı Kurusu

Gül Yaprağı Diğer isimleri
Rose pedal – Rosenbluete – Flos


Gül Yaprağı Bileşimi
Uçucu yağ, tanen, pektin, gallik asit, citronel, geraniol gibi pek çok madde bulunur.

Gül Yaprağı Faydaları
Kapsül form çaylarına katılan bir bitkidir.


Gül Yaprağı Faydaları
Antiseptik özelliği için haricen faydalanılır.


Gül Yaprağı Çayı
Bir bardak kaynamış suya bit tutam atılması şeklinde ve 20-30 dakika bekletilip temizlendikten sonra içilmesi tavsiye edilir.

Gül Yaprağı Botanik Bilgiler
Gülgiller familya-sındandır. Rosa cin­sinden 250 kadar türün ortak adıdır. Gül, kışın yapraklarını döken, dikenli, çalımsı ya da bazen tırmanıcı, odunsu bir bitkidir. Gövdesi yuvarlak ve yeşildir, yan dallarla zenginleşir. Dala bir sapla bağlı yapraklar, kenarları tırtıklı 3-7 yaprakçıktan oluşur.
İlkbaharda başlayıp sonbahar sonuna kadar gövdeden ayrılan dikenli dalcıkların ucunda açan çiçekler beyaz, pembe, kırmızı, sarı, turuncu renkli ve genellikle güzel kokuludur.


Türkiye'de Gül Çeşitleri
Türkiye'de 25 kadar yabani, sayısı belirsiz kültür gülü yetiştirilmektedir.


Gül Yaprağı Tarihçesi
Tarihin derinliklerinden bu yana insanlar gülü sevmişler, onunla ilgilenmişlerdir. Örneğin, Hititler döneminde "Sila" diye adlandırılan ve ilaçlarda kullanılan bir çiçektir, gül.

Yine İÖ 600-700 yıllarında Anadolu'da Milet (Söke'nin güneyi) ve Eskişehir yakınlarında ünlü gül bahçeleri vardır.


Gül İçecekleri Yiyecekleri
Osmanlılarda gülle yapılmış yiyecek ve içecekler çok sevilirdi ki bunlardan bazıları bugün de sevilerek tüketilmektedir: Güllaç (Gülaç), Gülbeşeker, Celencebin (Gülbalı), Güllabiye, Gül mayası, Gülreçeli, Gülşerbeti, Gülşurubu.


Gül Çeşitleri
Turhan Baytop Türkiye'de Eski Bahçe Gülleri adlı değerli eserinde, Osmanlılardan Cumhuriyete uzanan süreçte Anadolu'da yetiştirilen 24 gül çeşidini şöyle sıralıyor: Ahmediyye gülü, Anadolu gülü, Beyaz gül, Çay gülü, Fındık gülü, Frenk gülü, Hoşâb gülü, Japon gülü, Katmerli sarı gül, Kırk kandil gülü, Köpek gülü, Lâyemut gülü, Mayıs gülü, Menekşe gülü, Misk gülü, Okka gülü, Sarı gül, Siyah gül, Şam gülü, Tevrizi gülü, Van gülü, Yağ gülü, Yeşil gül, Zeybek gülü.


Gül Reçeli
Çiçeklerin, bahçelerin şahı ya da kraliçesi olan gülün taç yaprakları günümüzde de pastalara konur, şurup, sirke, reçel yapılır.


Gülbeşeker Macunu
Gülün taç yapraklarının şeker ve suyla kaynatılmasıyla yapılan gülbeşeker macunu ise güçlendiricidir.


Gülyağı
İsparta gülü, Şam gül-ü, Yağ gülü adlarıyla anılan Rosa damascena türünün taze çiçeklerinden su buharı aracılığıyla damıtılarak elde edilir. Bu tür, pembe çiçekli, çok dikenli, az katmerlidir. Anayurdu bilinmeyen bu melez gül İsparta ve Burdur dolaylarında gülyağı için yetiştirilir. 3 bin 500 - 4 bin kg çiçekten 1 kg gülyağı elde edilebilir.

Gülyağı soluk sarı, kokulu, keskin lezzetli bir sıvıdır. İnce gülyağı, Itırşahi yağı da denir. Bir de Katı ya da Kalın gülyağı vardır ki, gülün organik bir çözücüyle damıtılmasıyla elde edilir; tereyağı kıvamında, kırmızımtıraktır. Bu tür, parfümeri sanayinde kullanılır.

Gülsuyu
Gülyağı elde edilir-ken, yan ürün olarak ortaya çıkar. Renksiz bir sıvıdır, gül kokuludur. Özellikle fenil-etil alkol içeriklidir. Mikrop öldürücü etkisi vardır. En çok göz rahatsızlıklarında dışardan kullanılır, diğer cilt rahatsızlıklarında da etkilidir. Gülsuyu güzellik losyonlarının içine de katılır; çünkü deriyi gerginleştirici etkisi vardır.

Gül-suyunun diğer yararları arasında sindirimi kolaylaştırmasını, ishalde kesici, kabızlıkta yumuşatıcı rolü oynamasını ve sıkıntılı hallerde ferahlatıcı etkisini de sayabiliriz. Gülsuyunun yararlarını modern tıp da kabul eder.

Günlük Sakızı - Buhur - Günlük Sakızı - Frankincense

Günlük Diğer İsimleri
Buhur, Boswellia, Styrax, Frankincense, Encens.

Günlük Bileşimi
Zamk, organik asitler, uçucu yağ taşır.

Günlük Kullanımı
1-4 Gram Hap halinde, günde 1 sefer kullanılması tavsiye edilir.

Günlük Faydaları
Günlüğü bir kumaş parçası ile yakarsanız, evdeki tüm kötü kokuları yok eder.
Tütsü olarak da kullanılır.


Günlük sakızı Hazırlanışı
Tropik bölgelerde yetişen "Sigala (Amber) Ağacı”ndan elde edilen yağdır. Sigala yağının mart ayından itibaren sekiz ay süre ile üretimi yapılmaktadır. Bu yağ ağacın salgı hücrelerinde meydana gelir. Salgı hücreleri bitkide tabii olarak fakat az miktarda bulunmaktadır.


Günlük Özellikleri
Ağaçlarda yaralama sonucu balsam meydana gelir ve bu yaralama sırasında salgı hücrelerinin sayısı da artar. Yaralama kepçe gibi bıçaklarla yapılmaktadır. Yara yeri 15-20 günde bir derinleştirilmektedir. 3-4 yaralamadan sonra balsam teşekkül eder.


Günlük Sakızı Nedir?
Ağacın kabuk kısmı, odun kısmına kadar sıyrılmak suretiyle balsam toplanır. Bir kazanda yarım ile bir saat kaynatılır. Böylece kabuklardan ayrılan balsam, dibe çöker, kabuklar suyun üzerinde kalır. Bu kabuklar yabalarla alınarak bir preste sikilir ve akan balsam ile su havuzlarda toplanır. Bir süre dinlendirilince, balsamın bir kısmi dipte, bir kısmi suyun üstünde olmak üzere toplanarak sudan ayrılır. Kazanın dibinde kalan balsam ile havuzlarda biriken balsam birleştirilir.

Kalan yongalar kurutulduktan sonra “buhur” veya “günlük” adi altında satılmaktadır.

Hatmi - Gül Hatmi -Althaea rosea

Hatmi Çiçeği Bileşimi
uçucu yağ, pektin, sabit yağ, şekerler, müsilaj, tanenler, altein ve helmeli maddeler bulunur.

Hatmi Çiçeği Aksi Tesirleri
Kurutulmuş çiçekleri yan etkisizdir.

Hatmi Çiçeği Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.

Hatmi Çiçeği Kullanışı
Hekim önerisine göre kullanılır.

Hatmi Çiçeği Familyası
Ebegümeci familyasındandır.


Hatmi Çiçeği Botanik Özellikleri
3 metre boylarında, bir, iki ya da çok yıllık, otsu bitkilerdir. Uzun saplı yaprakları 3-5 parçalıdır. Temmuz-eylül arasında açan 7.5 cm genişliğindeki çiçekleri genellikle pembe ya da bazen mordur. Ama siyah dahil daha pek çok renk çiçek açanları da vardır. Ayrıca tek katlıları olduğu gibi katmerli açanları da bulunur.

Çin kökenlidir, ancak güzel çiçekleri nedeniyle dünyanın hemen her yerinde bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilir. Yazın çiçeklenmesi isteniyorsa sonbaharda ya da kış sonunda, bir sonraki yıl çiçeklenme isteniyorsa ilkbaharda ekim yapılır. 15-21 derecelik sıcaklıkta yerden filizlenme 12-21 gün içinde gerçekleşir. Ekimden sonra üstü örtülmemelidir, çünkü gün ışığı tohumun çatlamasını hızlandırır.

Ebegümecigiller familyasındandır. (Bilimsel adındaki althaea, Yunanca "tedavi" anlamındaki althaio'dan gelmektedir.) 1.5-2 metre boylanabilen, köksaplı (rizom), çok yıllık, yarı odunsu-otsu bir bitkidir. Althaea officinalis'e "Tıbbi hatmi" de denir ve yaprakları tam ya da üç parçalı, yumuşak tüylüdür. Çiçekleri pembemsi beyaz renkli ve küçüktür. Sulak yerlerde, dere ve tarla kenarlarında bolca bulunur.

Hatmi Çiçeği Latince İsimi
Althaea officinalis ve Alcea paüida.

Hatmi Çiçeği Kurutulması
Kurutulmuş pembe beyaz çiçekleri Bursa aktarlarında "Hatmi çiçeği" diye satılan Alcea pallida türünün yaprakları 5-7 parçalı ve kadifemsidir. Her ikisi de beş taçyapraklı çiçeklerini haziran-ekim aylarında açar.
Hatminin yaprak ve çiçekleri yaz aylarında toplanıp gölgede kurutulur, en az iki yıllık olanların kökleri sonbaharda kazılıp temizlenir, kabukları soyulur, küçük parçalara doğranıp kurutulur.

Hatmi Çiçeği Tarihçesi
Tarihte Pisagoros'un, Plautus'un, Virgilius'un adını andığı hatmi, Eski Çin'den, Eski Mısır'a ve Suriye'ye gelmiş, Romalılar onu çeşitli yemeklerde lezzet verici olarak kullanmışlardır.


Hatmi Çiçeği Bileşimi
Bileşiminde müsilaj, sabit ve uçucu yağ, pektin, nişasta, şeker gibi maddeler bulunur.

Hatmi Şarkı Sözleri
Eski adamlar doğruyu söylemiş
Bir çiçekle bahar olmaz
Kişi kendini bilip sağa sola sormalı
Can pazarı bu oyun olmaz
Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü
Sonunda şifayı kapıpta şaşırınca
Bana gel beni dinle iyi yaz
Defteri kalemi al iyi yaz
Nane limon kabuğu bir güzel kaynasın aman
Ha ha ha ha ha içine hatmi çiçeği biraz çörek otu katasın
aman
Ha ha ha ha ha hatta biraz tarçın bir tutam zencefil aman
Ha ha ha ha ha bin derde deva geliyor biraz daha sabret
güzelim
Ha ha ha ha ha hapşu
Çok yaşa
Sende gör
Rahat ve iyi yaşa

Hatmi Çiçeği İle Göz Masajı
Güzellik için: Kaynatılan yaprak ve kökünden çıkan sıvı, ya da soğuk suya bastırılmış kökünden elde edilen sıvı, cilt üzerine uygulandığında nemlendirir ve güneş yanıklarına iyi gelir. Ayrıca yağsız saçlar bu sıvıyla canlandırılır.

Hatmi Çiçeği Ve Böcek Isırmaları
Dövülmüş hatmi taneleri vücuda sürülürse, sinek ve böcek ısırmalarını önler.

Hatmi Çiçeği Ve Böcek Isırmaları
Sofrada: Kurutulmuş yapraklar çorbaların üzerine serpilir. Ayrıca kümes hayvanları içi doldurulup pişirilirken hatmi yapraklarıyla tatlandırılır.

Hatmi Çiçeği Fiyatı

Hava Cıva - Alkanna tinctoria

Hava Cıva Kullanım Şekilleri
20-30 gram havacıva 100 gram kadar tereyağı ile, muğlama gibi kavrulur. Oluşan kırmızı sıvı, günde 3 sefer 1 çay kaşığı yenmesi tavsiye edilir.

Hava Cıva Bileşimi
içindekiler; Tanen, mum ve alkanin isminde kırmızı bir boya taşır. Reçine, kolin, konsolidin, alkannarot gibi maddeler bulunur.

Hava Cıva Familyası
Hodangiller familyasındandır.

Hava Cıva Diğer Adları
Eğlik, Eğnik, Kızıl enik, Kızıl encik, Tüylü boya, Yer ineği.


Hava Cıva Botanik Bilgileri
10-30 cm boylarında, sık tüylü, kırmızı köklü, çok yıllık, otsu bir bitkidir. Mayıs-temmuz aylarında koyu mavi çiçekler açar.
Ülkemizde Akdeniz Bölgesiyle Batı Anadolu'da yetişir.


Hava Cıva Faydaları
Havacıva otunun kökleri kurutulup, suyla kaynatılarak içilir ve eczacılık sanayinde merhemlerde, yağlarda, dudak boyalarında kırmızı boyar madde olarak kullanılır.

Hava Cıva Özellikleri
Kökün aktarlardaki görünüşü 10-25 cm uzunluğunda, 0.5-1.5 cm çapında, koyu kırmızı renklidir. Kabuğu kolaylıkla soyulur.
Odunsu kısmın içi beyaza yakın renktedir.
Kokusuz ve tatsızdır.
Dışarıdan da yara iyileştirici olarak kullanılır.

Havuç Tohumu - Daucus Carota

Havuç Tohumu Bileşimi
Uçucu yağ, sabit yağ, rezin

Havuç Tohumu Faydaları
Çocuk çayı olarak kullanılması tüm Anadolu'da yaygındır.


Havuç Tohumu Kullanışı
%5 havuç tohumu eklenerek bir bardak suda kaynatılarak günde 3 bardak içilmesi tavsiye edilir.
Tohumları toz halinde ise, hap şeklinde günde 1–3 gram alınabilir.

Havuç Tohumu Yetiştiriciliği
Tohumlar ekilmeden 15 gün önce, toprak çapalanıp gübrelenmesi, Tohum ekildikten sonra ince toprakla Örtülmesi tavsiye edilir.

Havuç Tohumu Familyası
Maydanozgiller familyasındandır.

Havuç Tohumu Diğer Adları
Yeregeçen, Pörçüklü (Erzurum), Keşür (Diyarbakır).

Havuç Tohumu Botanik Bilgileri
Turuncu renkli kazık köklerinden dolayı kültürü yapılan, iki yıllık, otsu bir bitkidir.
İlk yıl toprak altında kökünü geliştirir ve toprak üzerine de ince rozet yapraklar çıkarır, ikinci yılda rozet yaprakların arasından 60-100 cm uzunluğunda dallı çiçek sapları uzatır, şemsiyemsi çiçekleri beyaz ya da pembedir. Tohum-meyveler 2-4 mm uzunluğunda, yumurtamsı, dikenli ve gri renklidir.

Havuç Sebzesi
Havucun sebze olarak yenen kökü özellikle provitamin A açısından çok zengindir. Bunun dışında B1, B2, B3, B6, C, E, K vitaminleri ve potasyum, sodyum, fosfor, kalsiyum, demir, magnezyum mineralleri, protein, karbonhidrat bulunur.

Havuç Üretimi
Vitamin zenginliğinin ortaya çıkmasıyla dünyadaki havuç üretim ve tüketimi artmıştır.
Türkiye'de de 1960'larda 20-25 bin ton olan havuç üretimi 1980'lerin başında 80 bin tona, 1989'da da 178 bin tona çıkmıştır.
Tür olarak da 80-100 cm'lik Beypazarı tarzı havuçlar yerine, yerden sökülmesi daha kolay olan 10-20 cm'lik Kum havuçları yeğlenmeye başlanmıştır.

Hayıt Meyvesi - Hayıt Tohumu - Viiex agnus-cast

Hayit Tohumu Bileşimi
Bileşiminde uçucu yağ, tanenler, alkaloitler, kumarin, glikozit, reçine; yağın içinde limonen, sineol gibi maddeler bulunur.

Hayıt Tohumu Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.


Hayıt Tohumu Kullanışı
Hekim önerisine göre kullanılır.

Hayıt Tohumu Aksi Tesirleri
Yüksek dozajlarda kullanımı ve gebelik durumlarında kullanımı çok tehlikelidir.

Hayıt Tohumu Tarihçesi
Sağlığa yararlı özelikleri 2000 yıldır bilinen bir bitkidir. Ünlü antik Yunanlı hekim Dioskorides (I. yy), hayıt tohumlarıyla libidoyu bastırmaya yönelik içecek hazırlandığını yazar.

Bitki Ortaçağ'da (5-15. yy) da manastır hayatında önemli rol oynamıştır.

Bekârlık sıkıntılarından uzaklaşmak, tutkulardan arınmak isteyen rahiplerin yemeklerine karıştırılırdı.
Bitkinin asıl kullanılan kısmı meyveleridir. Çiçekli sürgünlerle taze yaprakların da, az da olsa kullanıldığı olduğu bilinir.

Hayıt Tohumu Kurutulması
Sonbaharda toplanır, taze olarak kullanıldığı gibi gölgede kurutulup, baharat olarak kullanılmak üzere bir kavanozda da saklanabilir. Bu taneler karabibere benzer, ama baharlı etkisi ona göre çok zayıftır.

Hayıt Tohumu Özellikleri
Hafif acı, keskin kokuludurlar.

Dünyada Hayıt Tohumu
Hayıt tohumları Afrika'nın kuzeyinde baharat karışımlarında yer alır. Soslara, dolma içlerine, hamur işlerine, çorbalara, ızgaralara, av etlerine yalnız ya da başka baharatlarla karıştırılarak ekilir.

Fas'ta Ras el hanout adlı karma baharatın içinde yer alır.

Türkiye'de Hayıt Tohumu
Muğla dolaylarında çiçeklerinden, su buharıyla, kekik yağı yerine kullanılmak üzere uçucu bir yağ elde edilir.

Hayıt Tohumu Dekoratif Kullanılması
Hayıtın dallarından sele, sepet örülür. Dekoratif kulübeler yapılır. Dalları ve kökleri kumaşları sarı renge boyamada kullanılır.

Hayıt Tohumu Familyası
Mineçiçeğigiller familyasındandır.

Hayıt Tohumu Diğer Adları
Ayıt, Acı ayıt, Beşparmak otu, İffet otu, Rahip biberi. Cins adı Vitex, Latince "bağlamak" anlamına gelen viere sözcüğünden gelir. Bitkinin dallarının esnekliğine ve sele, sepet örmede, kulübe yapmada kullanılışına bir göndermedir bu.

Tür adındaki sözcüklerden agnus [Yunanca gonos] "döllemeyi engelleyici"; Latince castus ise "cinsel isteği azaltıcı" demektir. Bu bilgilerden sonra bitkiye niçin "rahip biberi" ya da "keşişlerin biberi" (Poivre des moines) dendiği biraz açıklık kazanıyor.

Hayıt Tohumu Anayurdu
Anayurdu Akdeniz havzasıdır. Ülkemizde de Ege, Akdeniz ve i Güney Anadolu'da dere ve nehir yataklarında, kıyı kumullarında görülür. Kışın yapraklarını döker. 5-7 parmaksı yaprakçıktan oluşma yapraklar, karşılıklıdır. Temmuz-ağustos aylarında dal uçlarında başaklar halinde açan çiçekler, soluk leylak, soluk pembe ya da mavi renklidir. Siyah ya da kırmızımsı meyveler, 3 mm çapında küçük küre şeklinde, özel kokulu, acımsı lezzetlidir.

Hazanbel Kökü - Eğir Kökü

Hazanbel Kökü Diğer Adları
Azak eğiri, Eğir, Eğil, Eğir kökü, Hazambel, Hazanbel, Yel otu, Kokulu saz, Hint kamışı.

Hazanbel Kökü Çayı Hazırlanması
Hekim önerisine göre kullanılır.

Hazanbel Kökü Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.

Hazanbel Kökü Ve Sigara Bırakma
Kurutulmuş kök yavaş yavaş çiğnendiğinde, kişiyi sigara alışkanlığından kurtarabilir.

Hazanbel Kökü İle Oturma Banyosu
200 gr kadar ince kıyılmış eğir kökü, akşamdan 5 litre soğuk suya eklenir, sabahleyin kaynama derecesine kadar ısıtılır ve demlenmesi için kısaca beklendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.

Hazanbel Kökü Botanik Özellikleri
Dere ve durgun su kıyılarında yetişen, 50-125 cm boylarında, yalın saplı, şerit yapraklı (1 m'ye ulaşabilir, enleriyse 3 cm), 5-9 cm uzunluğunda tıkız başak çiçekli, köksaplı (rizom), çok yıllık, bir su bitkisidir. Mısır koçanını andıran, uç tarafa doğru hafif konik olan silindirik, erguvani-siyahımsı çiçeklerini haziran-temmuz aylarında açar. Bu çiçekler daha sonra yeşilimsi meyve-lere dönüşür. Sapanca, Yeniçağa ve Beyşehir gölleri kıyılarında çok yetişir.

Hazanbel Kökü Kurutulması
Kökleri bahar aylarında topraktan sökülerek temizlenir ve kurutulur.

Hazanbel Kökü Özellikleri
Eğir (Acorus calamus), azakeğeri, ve hazambel olarak da bilinen bu su bitkisi, genellikle göllerin, su birikintilerinin ve durgun suların kıyılarında yetişir. Kıyı çamurunda yatay olarak gelişen kökten çıkan kılıç biçimindeki yapraklar 1 m' ye kadar yükselir. Yassı bir yapıya sahip olan sapın ortasında, konik biçiminde yeşilden kahverengi- sarıya kadar değişebilen bir koçan vardır.

Çok yıllık, otsu bir bitkidir. Yaprakları şerit biçiminde, kenarları kıvırcıklı, kokulu ve boyuna çizgilidir. Çiçekler 5-9 cm uzunlukta bir başak durumunda toplanmışlardır. 1550 yıllarında Türkiye'den Avrupa'ya tıbbi bitki olarak götürülmüş ve bu şekilde Avrupa'ya yayılmıştır. Anadolu'da Sapanca, Yeniçağa ve Beyşehir göllerinin kenarlarında yetişmektedir. Başparmak kalınlığında ve 1 metre kadar uzun olabilen kökü, tazeyken kokulu bir acılığa sahiptir.

Hazanbel Kökü Tarihçesi
Osmanlı İmparatorluğu döneminde tedavide bolca kullanılmış değerli bir bitkidir. Evliya Çelebi Seyahatname'sinde bitkini etkilerini över de över.

Hıltan Otu - Diş Otu Tohumu - Ammi Visnagal - Hultan Tohumu

Hıltan Tohumu Diğer İsimleri
Diş otu tohumu, yalancı diş otu.

Hıltan Tohumu Bileşimi
Reçine, acı madde, sabit yağ, visnagin, meladinin, kellin maddelerini taşımaktadır. Zehirli bitkidir.


Hıltan Tohumu Kullanışı
Hekim önerisine göre kullanılır.

Hıltan Tohumu Faydaları
Haricen Vücuda sürülür. Hekim önerisine göre kullanılır.

Hıltan Tohumu Aksi Tesirleri
Hiç bir yan etkisinin olmaması ile tanınan bir drogdur.

Hıltan Tohumu Tarihçesi
Eski Mısır'a ait Eber papirüslerinde dişotunun bu yörede sık görülen böbrek taşlarını düşürücü etkisinden bahsedilmektedir.

1946'da Mısırlı Eczacı Anrep tesadüfen bitkinin ününü duymuş ve üzerine araştırmalar yapmıştır. Bu araştırmalara göre de dişotunun spazm çözücü etkisinin idrar yollarından daha fazla bronşlara olduğunun anlaşılmasıyla astımda faydalanılmaya başlanmıştır.

Hindiba Kökü - Endivia, Cichorium İntiybus - Kara Hindiba

Hindiba Bileşimi
İnsülin, uçucu yağ, acı maddeler, şekerler, glikozitler, müsilaj, karbonhidratlar taşır.

Hindiba Faydaları
Hekim önerisine göre kullanılır.


Hindiba Çayı Hazırlanışı
Hekim önerisine göre kullanılır.

Hindiba Ve Kozmetik
Yatmadan önce yüzü sabunla güzelce yıkanıp, sonra pamukla sıvı hindiba sivilcelerin üzerine pansuman yapılmasıyla olumlu sonuç alınır. 15 dakika sonra yine durulanıp yatılır.

Hindiba Ve Mutfak
Saplar çiçekleri ile birlikte yıkandıktan sonra çiçekler koparılır ve saplar yavaş yavaş çiğnenerek yenir. Bunlar acımsı, gevrek ve suludur ve kıvırcık salatanın tadını andırırlar.
Taze çiçek sapları karaciğer ve safrakesesinin çalışmalarını düzenler. Hindiba, içerdiği mineral tuzların yanı sıra, metabolizma hastalıklarına karşı çok önemli maddeleri de içerir.

Hindiba Tarihçesi
Eski bitki kitap-ları, hindiba yapraklarının ve köklerinin kaynatılarak, suyunun kozmetik olarak kullanıldığını yazıyorlar. Kadınlar gözlerini ve yüzlerini onunla yıkıyor ve böylece saf bir görünüm kazanabileceklerine inanıyorlardı.

İbn-i Sina bu bitkinin yapraklarının yıkanmadan ve soğuk su ile yapılan ekstrelerinin kullanılmasının gerektiğini savunan özel bir kitapçık hazırlamıştır. "Hindiba Risalesi" denilen bu kitapçıktan yazmalar İstanbul kütüphanelerinde bulunur. "Bostan Hindibası, , Frenk Salatası, ve Göynek adlarıyla da bilinir (Referans: T.Baytop).

Hindiba Özellikleri
Bu bitki, kış dinlenmesine çekilen bitkilerden değildir ve yaprakları kar altında bile gelişir.


Hindiba Salatası
Taze bitkinin köklerinden ve yapraklarından hazırlanır.

Hindiba Pekmezi
ki avuç dolusu kara hindiba çiçeği bir litre soğuk suya eklenir ve hafif ateşte kaynamaya bırakılır. Taşmak üzereyken ocaktan indirilir ve sabaha kadar bekletilir. Ertesi gün hepsi bir süzgece boşaltılır ve çiçekler iyice sıkılır. Bu suyun içine bir kilo şeker eritilir ve ince dilimler halinde yarım limon eklenir. ( limon suyu da sıkılabilir ). Daha fazla limon pekmezi ekşitebilir !

Tencere kapak-sız olarak ocağa konur. Vitaminlerin yitirilmemesi için, ısının çok düşük olması gerekir. Fazla sıvı böylece, kaynamaya gerek kalmadan buharlaşır. Elde edilen kütle bir veya iki kere soğumaya bırakılarak, pekmezin en iyi kıyama gelmesi sağlanır. Uzun süre beklediğinde şekerlenmemesi için, yoğunluğunun fazla olmaması gerekir. Ama ince de olmamalıdır, yoksa bir süre sonra ekşimeye başlar. Kahvaltı ekmeğine sürülebilecek kıvamda, çok lezzetli ve ağdalı bir pekmez olmalıdır.

Hindiba Diğer İsimleri
Kara Hindiba (Taraxacum officinale), Arslandişi ve Radika adlarıyla da tanınır.

Hindiba Botanik Bilgileri
Nisan ve Mayısta tüm tarla kıyılarında, çayırlarda ve çimenlerde çiçeklenir. Her yıl bu çiçek halısını büyük bir zevkle izleriz. Bu tür, sarı çiçekli, çok yıllık, süt taşıyan küçük bitkilerdir. Yapraklar rozet halinde tabanda toplanmış olup, kenarları derin loblu ve dişlidir. Rozet yaprakları bazı kentlerimizde ilkbaharda sebze olarak satılmaktadır.

Hindiba Toplanması
Bitki çok ıslak yerleri sevmez. Yapraklar çiğnenmeden önce, kökler, ilkbaharda veya sonbaharda, çiçek sapları ise, çiçeklenme sırasında toplanır. Bitkinin tümü şifalıdır. Her ilkbaharda bitkinin tümü toplanarak ve haşlanmış patates ve haşlanmış yumurta ile karıştırılarak güzel bir yemek hazırlanabilir. (Referans: M.Treben).

Yabani Hindiba
(Cichorium intybus L.) 1 m'ye kadar yükselebilen çok yıllık otsu bir bitki olup, yaprakları parçalı ve tüylüdür. Çiçekleri açık mavi ve nadiren beyaz renklidir. Anadolu'da yaygın bir bitkidir. Özellikle boş tarlalarda ve yol kenarlarında yetişir. Inülin, uçucu yağ, acı maddeler ve glikozitler taşımaktadır.

Hindiba Kahvesi
Kavrulmuş köklerinin toz elde edilmesiyle elde edilen ürün Avrupa'da kahve yerine kullanılmaktadır. Hindiba-i berri adıyla da bilinir (Referans2: T.Baytop).

Hindiba Sebzesi
Hindiba'nın bir de sebze olarak kullanılan (Cichorium endivia L.-Compositae) türü vardır. Bu tür 50-100 cm boyunda, 1-2 yıllık, yaprakları parçalı ve tüysüz otsu bir bitkidir. Türkiye'de yabani olarak bulunmaz. Bahçe ve bostanlarda (İstanbul, Bursa) sebze olarak yetiştirilmektedir.

Şeytan Tırnağı - Hıthıt - Asa Foetida

Hıthıt Özellikleri
Kokusu Çok Çirkin Olduğundan Kullanılması Çok Zordur.

Hıthıt Botanik Bilgileri
İran, Suriye, Afganistan ve Horasan dağlarında yetişen şeytan otu bitkisinin köküne yapılan kesiklerden akan koyu bir maddedir. Sarı esmer renkte, yumuşak balmumu kıvamında reçineli zamktır.

Hıthıt Diğer İsimleri
Şeytanotu, Şeytan Tersi, Cennetoru, Haltit, Kudretotu, Hiltit.

Hıthıt Familyası
Maydanozgillerden, Doldengewaeche, Apiaceae familyasındandır.



Hıthıt Faydaları
Hıthıt tentürü: Asa foetida
Hıthıt köklerinden elde edilen Zamktan çay, tentür, eteryağı ve natürel ilaç yapımında kullanılır.

Hıthıt Aksi Tesirleri
Bilinen bir yan tesiri yoktur, fakat eterik yağı çok etkili ve pis kokulu olduğundan dikkat edilmelidir.

Huş Yaprağı - Folium Olivarum

Huş Yaprağı Bileşimi
Uçucu yağ, tanen, flavon glikozitler, reçine, betulalbik ve betulin vardır.

Huş Yaprağı Aksi Tesirleri
Kesinlikle kaynatılmaz.

Huş Yaprağı Kullanışı
Hekim önerisine göre kullanılır.


Huş Yaprağı Toplanması
Ağacın ilkbaharda kabukları ve dalları toplanır, gölgede mayalanma için bekletilir; kışın damıtılarak huş ağacı katranı elde edilir. Bu katran egzamaya ve alerjik cilt hastalıklarına iyi gelebilir, sedef hastalığına karşı da haricen kullanılır. Temmuz-eylül aylarındaysa yaprağı toplanır, gölgede kurutulur.

Huş Yaprağı Familyası
Huşağacıgiller familyasındandır.

Huş Ağacı Botanik Bilgileri
Aralarında 20-30 metre boylanabilenleri de olan ve kışın yapraklarını döken ağaççık ya da ağaçlardır. Betula alba'nm gövde kabuğu beyazdır.
Üst yüzü canlı yeşil, altı açık yeşil renkli yapraklarının dibi üçgen, ucu sivri olup kenarları dişlidir. Ağaç mart-mayıs aylarında çiçek açar.

Huş Yaprağı Faydaları


Huş Yaprağı Şiiri - Cahit Koytak'tan
Bugün yine
Huş ağacının altında oturdum
Ağacı anladım
Göğe doğru aşkla saçılan dalları
Anladım
Ağaca giren ve ağaçtan çıkan zamanı anladım
Süt dişleriyle renkleri emen çiçeği
Yapraklara doğru yükselen çığlığı
Ağacı götüren uykuyu
Ağaca getiren uyanıklığı
Anladım.